featured

THY yönetimini ayakta alkışlarım.

Bu köşemde her hafta yazı yazmama ve bazı gelişmeleri önceden yazmama karşın, gündeme düşen bir haber bir anda sanki yeni yazılmış ve bilinmeyen bir gelişme imiş gibi, anında okunuyor ve bolca yorumlanıyor.
Örneğin; 4 Ocak 2009 tarihinde bu köşede “Lay, lay, lom!” politikalar başlıklı yazımda, Başbakanlığa ve Genelkurmaya alınacak 3 adet G-550 uçağının, tanesinin 59 milyon 900 dolar olduğunu ve anlaşmanın kesin imzalandığını belirtmeme ve bu alımın gerekli olup olmadığını sorgulamama karşın, teslim olan G-550 uçağının ilki, sanki yeni bir olaymış gibi basınımızda büyük yankı yaptı. 
Çok yakında iki tanesinin daha geleceği kesin olan bu uçaklar, bakalım kamuoyunda ve basınımızda nasıl yankılanacak, birlikte izleyeceğiz. Basınımız, bence gelişmeleri yakından izlemeyip, iş işten geçtikten sonra ortaya çıkarak; “Bu uçak alımları nereden çıktı şimdi?” diye veryansın ediyor. 
Bu hafta bir kez daha hatırlatma gereği duyduğum konu bu ve alımları eleştirilen G-550 uçaklarından iki tanesi daha gelmek üzere… (Bu uçaklarla ilgili 4 Ocak’ta yazdığım yazıyı, bu konu ile görüşlerimi okuyabilirsiniz.)
Yine bir başka örnek daha vermek gerekirse; THY Holdingleşiyor diyerek, geçen hafta Airporthaber sitemizde belgesiyle yayımlanan haber yazımız, yoğun ilgi gördü. İşin ilginç yanı, yine bu konuyu 22 Mayıs 2006 tarihinde, hem de “THY Holding” başlığı ile yazmış olmam… 
Bu hafta yine geçen haftanın gündem konusu, THY Holding ve yine THY’nin Holdingleşme aşamasında aldığı karar gereği Genel Müdürlük binasının yanındaki 49 yıllığına kiralanmış olan arsaya otel yapılma kararı olacak.
Holding raporunun hazırlandığı 1998 yılında THY yönetiminde; Cem Kozlu, Yönetim Kurulu Başkanı, Yusuf Bolayırlı ise Genel Müdürlük makamlarını paylaşmışlardı. Bu dönemde de THY, Uğur Bayar komutasındaki Özelleştirme İdaresine bağlı olduğundan, şimdiki gibi tüm emirleri o makam ve daha doğrusu Özelleştirme Başkanlığının bağlı olduğu Bakan ve dolayısıyla Başbakandan almaktaydı.
Geçen hafta sitemizde tüm detayları ile yayımlanan rapor; o zamanlar Özelleştirme Başkanlığında uzman kadrosuyla çalışan Hamdi Boyacı isimli kişinin, Lufthansa şirketinden aldığı ve THY için uyarlamaya çalıştığı bir çalışmadır. Kısaca; Bu dönemki THY yönetiminin uyguladığı her plan, THY yöneticilerinin kendi ürettiği bir fikir olmayıp, zamanında THY için biçilmiş ve uygulaması bugünlere kalmış, çok partili koalisyon iktidarları zamanında yapılamayan, ancak bu dönemdeki tek parti iktidarının gücü ile uygulamaya konan bir emirdir.
Teknik A.Ş ile başlayan bu ilk ayrılışın, sırasıyla tüm departmanlara kayacağını ve her birinin ayrı birer şirket olarak çalışacağını defalarca yazmıştım. Ve Eğitim A.Ş’den sonra şimdi de Kargo A.Ş gündeme gelecek ve o zamanki plan, zaman içinde yapılan değişikliklerle uygulanmaya devam edecektir. 
22-08-1990 tarihinden itibaren özelleştirme kapsamında olan THY, Hava İş Sendikasının o zamanlardan beri, güya özelleştirmeye karşıymış gibi görünüp, suya sabuna dokunmayan (sembolik özelleştirme karşıtı) politikaları eşliğinde bu günlere gelmiş ve meşhur sendikamızın eşliğinde işçi kıyımları ve kadrolaşmaların yaşandığı bu Holdingleşme aşamasının bitmesine çok az bir süreç kalmıştır.
THY’nin %49 devlet-%51 özel statüsü, oyunun bir parçası olup sadece ihale kanunundan ve TBMM denetiminden kaçmak üzere planlanmıştır ve zamanı geldiğinde “devlet”, zamanı geldiğinde ise “biz özel şirketiz” diyebilmenin avantajını da beraberinde getirmiştir.
Gelelim THY’nin otel planının neler getirip neler götüreceğine; 
THY’nin genel müdürlük binasının hemen arkasındaki arsa, 29 dönüm olup 49 yıllığına Milli Emlak’tan Cem Kozlu, Yusuf Bolayırlı zamanında kiralanmış bir alandır. Bu arsa önce Milli Emlak tarafından 7 Trilyon karşılığında THY’ye satılmak istenmiş ancak daha sonra satıştan vazgeçilerek 49 yıllığına kiralama yoluyla THY’ye geçmişti. Bu arsanın kullanımı için yıllardır THY tarafından planlar yapılmış, ancak bir türlü değerlendirilememiştir. 
Bu arsaya otel yapma düşüncesi, Holdingleşme aşamasında olan bir şirket için doğru ve karlı bir uygulama olabilir. Ancak, yine aynı bölgede hazineden kiralama usulüyle kurulan ve faaliyette olan MNG grubuna bağlı 4 ve 5 yıldızlı WOW ve TAV’ın Airport otellerini olumsuz etkilemesi mümkün olduğundan dananın kuyruğu kopabilir. Çünkü, THY bu otelini kendisi değil, büyük zincire sahip bir isim ile yapmaya ve işletmeye çalışacaktır. THY’nin bu otel yapım ve işletme kararına TAV ve MNG gruplarından Hükümet çevrelerine itiraz olur mu, olmaz mı, ilerleyen zamanlarda hep beraber izleyeceğiz.
THY’nin, ayrıca çok az kişinin bildiği, kendi mülkü olan 66 dönümlük bir arazisi daha var. Bu arazi, THY Uçuş Akademisinin hemen karşısındaki bir alanı kapsıyor. Bu çok değerli arsa, Kaşıbeyaz Restaurantın sırasında olup senelerdir boş vaziyettedir. Bu arsa, o zamanlardaki İstanbul Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan zamanında imar komisyonundan çıkarak %25’i kapalı alan olmak üzere yapıma hazır. (Mükemmel bir sosyal tesis olabilir!) 
Bu araziye ve şimdi otel yapılması planlanan arsaya, THY’de çalışırken ve UTED Başkanlığımı sürdürürken, her iki arsaya da talip olmuş birinin tarafımıza kiralanmasını istemiş, yapımı ve işletmesi UTED’e verildiği takdirde, tüm THY personelinin yararlanacağı bir tesis yapmak için yazılı izin istemiştim.
Bu teklife sıcak bakılmadığı tarafıma iletildiğinde, kendinden çok küçük olan şirketlerin bile dinlenme tesisi varken, THY gibi çok büyük bir şirketin çalışan ve emekli olan personeline yönelik böyle bir tesisi kurmasının önemini tekrar vurgulamış ve eğer kendileri yapmazsa, hiç olmazsa arsayı kiralayarak, kurallarını kendi koyduğu bir işletme tarafından THY personelinin kullanımı için değerlendirilmesi gerektiğini savunmuştum. 
Tabii ki bu dileğimiz de sonuçlanmamıştı. 
Şimdi, bu isteği yeniden yapmayı ve THY gibi, “dünya devi olacağım” diyen bir şirketin, her şeyi para olarak görmemesini, onu bu günlere taşıyan emekli ve çalışan personelinin bu büyük gereksinimini gidermeye yönelik bir proje ile karşılarına çıkmaya çağırıyorum. 
THY tarafından eğer istenirse;  ister para harcanarak, istenirse yap-işlet-devret modeliyle bu tesis yapılabilir. Ve işte o zaman, ben buradan, THY yönetimini yıllardır hiçbir yönetimin yapamadığı bu proje için kutlar ve personeline her zaman iltifatlar yağdıran THY yönetiminin, sözde değil özde davrandığının altını çizerek, bu köşemden onları ayakta alkışlarım.
İyi haftalar…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir