Abdurrahman Gündoğdu’nun Şubat 2003’de başlayan THY macerasının sonuna geliniyordu. 18 Nisan 2005’de yapılacak THY Genel Kurulu yaklaşırken Gündoğdu’nun çevresi hızla boşalmaya başlamıştı. Büyük çoğunluğu AKP kadroları ile içli-dışlı olan THY yönetici takımı yaklaşan fırtınayı hissetmiş,savaşı kazanacağı artık belli olan Karlıtekin-Topçu ikilisine doğru dümen kırmaya başlamıştı. İşin garibi, Gündoğdu’nun bizzat kendi tercihi ile getirip THY’de makam-mevki sahibi yaptığı, hayat standartlarını yükselttiği en yakın adamları bile Gündoğdu ile aynı fotoğraf karesine girmemeye çalışıyor, Genel Kuruldan sonra hakimiyeti ele alacak malum ikiliye şirin gözükmeye böylece de ballı koltuklarını korumaya çalışıyorlardı.Kısaca güç nerede onlarda oradaydı.
AMAN BİR TATSIZLIK ÇIKMASIN
Gündoğdu’nun bir zamanlar adeta arı kovanı gibi işleyen makam odası artık bomboştu. Özel kalem’de bekleyen kimse yoktu.Genel Kurula kısa bir süre kala Gündoğdu’nun dışarıdan ziyaretçileri artmaya başladı. AKP’de çok etkili bir isim olan Abdurrahman Gürsoy, yine partide sözü geçen Yeşildağ kardeşlerin küçüğü Rizeli Zeki Yeşildağ, Gündoğdu ile görüşmeye gelmişti. Ama en ilginç ziyaretçi hiç kuşkusuz Erdoğan’ın danışmanı Mücahit Aslan’dı.(Şimdi AKP milletvekili) Kulislerden sızan bilgilere göre, ziyaretlerin amacı bu değişim sürecinin partiye zarar vermeden, kırıp dökmeden kotarılması için Gündoğdu’yu ikna etmekti. Öyle ya da böyle Gündoğdu dönemi ticari ve mali açıdan başarılı sayılabilirdi. Tabii ki Yapılan personel kıyımlarını ve çoğu niteliksiz ve liyakatsiz kadrolaşmayı hariç tutuyoruz. Dolayısı ile, rakamlara göre başarılı kabul edilen Gündoğdu’nun görevden alınmasını izah etmenin güç olacağının herkes farkındaydı.
GÜNDOĞDU, BAŞBAKANLA NİYE GÖRÜŞTÜ?
8 Nisan 2005 gününü Genel Müdürlük makamı ve özel kalem yine sessizlikle geçirdi. Akşama doğru Gündoğdu, İstanbul’a gelecek olan Başbakan Erdoğan’ı karşılamaya gitti. Son kez Başbakanla konuşacak, durumu kurtarmaya çalışacaktı. Bu kadar emeğinin birkaç kişinin ayak oyunları ile bitirilmesini bir türlü kendine sindiremiyordu. Özel Kalemde toplanan, kendisine hala bağlı kalan ve herşeyi göze alarak Gündoğdu cephesinde saf tutan birkaç yönetici merakla Gündoğdu’nun Başbakanın yanından gelişini bekliyordu. Saat 20.00 civarında Gündoğdu koridorun başında göründü. Yüzü düşmüştü, moralinin son derece bozuk olduğu hemen anlaşılıyordu. Özel Kalemin önünden geçti, kimseye selam vermeden odasına girdi.
GÜNDOĞDU “BIRAKIYORUM !”
Gündoğdu’nun hep yanında olan yöneticilerden biri daha fazla dayanamadı ve yerinden kalkarak kapıyı tıklattı. Abdurrahman Beyin gir cevabını beklemeden içeri girdi. Gündoğdu masadan kalktı, zoraki bir gülümseme ile “hoşgeldin” dedi. Yönetici söze nasıl gireceğini bilemiyordu.”Efendim, bir iki evrak var biliyorsunuz, onlarla ilgili konuşacaktım.” dedi. Gündoğdu çekmecelerindeki özel eşyalarını masa üstüne koyarken sordu: “Acil ise konuşalım, yoksa kalsın” Yöneticinin cevabını beklemeden devam etti: “Ben yarın itibarı ile görevi bırakıyorum, yerime Temel bey (Genel Müdür Teknik Yardımcısı Temel Kotil)vekalet edecek, onunla halledersiniz” Yönetici şaşkındı.”Nasıl efendim anlamadım” diye sordu. Gündoğdu devam etti:”Yarından itibaren izine çıkıyorum. Genel Kurula da katılmayacağım.”
“MALİYE BAKANININ BU KADAR ETKİLİ OLDUĞUNU BİLMİYORDUM.”
Yönetici içini dökmeye başlayan Gündoğdu’yu açmaya çalışıyordu.”Rakamlar ortada, sizin görevden alınmanızı kamuoyuna nasıl açıklayacaklar?” Gündoğdu durdu ellerini yana açtı “Bilmiyorum, onların sorunu…Biraz önce son kez Başbakanla görüştüm ama karar çoktan verilmiş.” Yönetici şaşırmıştı.”Siz bu kadar güçlü iken nasıl bu duruma gelindi?” Gündoğdu’nun verdiği cevap son derece çarpıcı idi: “Ben Maliye Bakanının(Kemal Unakıtan) Sayın Başbakan üzerinde bu kadar etkili olduğunu bilmiyordum.” Gerçekten, Gündoğdu’yu yeme lobisi iyi çalışmış, en kritik adamı yanlarına çekerek öldürücü darbeyi vurmuştu. Yani savaşın sonucunu tek bir kişi belirlemişti.
GÜRÜLTÜ ÇIKARTTIRMAYAN RECEP
18 Nisan 2015’de Genel Kurul yapıldı. Gündoğdu salonda yoktu. Malum ikilinin ise yüzünde güller açıyordu. Kısaca, Gündoğdu 2 yılda iki taksitte gitmişti. Toplantı sonunda Candan Karlıtekin Yönetim Kurulu Başkanı olarak atandı.Hemen ardından yapılan Yönetim Kurulu toplantısında ise Hamdi Topçu Başkan Vekili olarak seçildi. Muhasebeci Hamdi Topçu şirkette 2. adam haline gelmiş, en tepedeki koltuğa bir adım daha yaklaşmıştı. Ertesi gün gazeteler yeni yönetimden bahsediyor ama garip şekilde Gündoğdu’nun gidişi ile ilgili tek bir yoruma bile yer vermiyorlardı. Kısa süre sonra bu tepkisizliğin sebebi anlaşıldı. En çok korkulan “başarılı Genel Müdürü yeme operasyonunun medyada tartışılması ” işi Basın Müşaviri Recep Güvelioğlu’na havale edilmişti. Yeni yönetim kısa süre sonra Hürriyet’i ziyaret ettiğinde, Ertuğrul Özkök, Topçu ve Karlıtekin’e dönmüş, Güvelioğlu’nu göstererek ” Gündoğdu’nun gidişi medyada fazla yer almadı ve gürültü çıkarmadıysa bu adama borçlusunuz.” demişti. Güvelioğlu, Malum ikiliye yaptığı bu kıyağın(!) bedelini çok değil 6 ay sonra sözleşmesi feshedilerek ödedi.
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın bir gün telefonla arayarak “Abdurrahman sen uçak mühendisi idin değil mi? Seni THY’nin başına gönderiyorum” sözü ile başlayan macera 2 sene sonra bitmiş, THY Genel Müdürlüğünü Ankara’da zanneden muhasebeci Hamdi Topçu’nun yükselişi başlamıştı.
KISA BİR ARADAN SONRA “DEVR-İ KARLITEKİN” BAŞLIYOR
Yazı dizimizin ilk 6 bölümünü Abdurrahman Gündoğdu dönemine ayırdık. Kısa bir editoryal hazırlıktan sonra İkinci Kısıma başlayacağız. İkinci Kısımda, Karlıtekin dönemini işleyeceğiz. Umarız keyifle okuduğunuz bir dizi olmuştur. İlginize teşekkür ediyor, dizide kendisine haksızlık yapıldığını düşünen herkese sütunlarımızın açık olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.
İlk bölümleri kaçıranlar veya tekrar okumak isteyenler için:
THY’DE İKTİDAR SAVAŞLARI BÖLÜM 1
THY’DE İKTİDAR SAVAŞLARI BÖLÜM 2
THY’DE İKTİDAR SAVAŞLARI BÖLÜM 3
THY’DE İKTİDAR SAVAŞLARI BÖLÜM 4
THY’DE İKTİDAR SAVAŞLARI BÖLÜM 5
ali türk kargo başkanı ve ergin kılcı ikiside prof.dr.cemal şanlının damatı
Hamdi, ve Candan’ın yanında icranın başına en çok yakışan Abdurrahman beydi. Bu Candan denilen adamı tanıyan hiç bir kimse hakkında tek olumlu bir kelam bile etmiyor. Hamdi zaten herkesin malumu, çapsızın teki.
Benim rumuzumdan daha etkili bir sopa daha var, inananlar için. Rabbinin Houston dediği şahsa ne oldu ?
Sky life
Az yazmışsınız . Bir soru :
THY Worldfocus’tan neden MD uçaklarını kiraladı ?
Ben bu karslı sözde ülkücüyü tanıyorum. Ugur dündar bile yazdı.Baştan sona fauldu adam!
Hamdi paşa dönemi anlatılıken katkıda bulunacağım
Adam baştan sona hataymış. Siz de mazlum kahraman yapmışsınız!
Çocuğu haksız yere işten attılar! Nerdeyse tazminatına bile el koyacaklardı.
Bunlara Yusuf Bolayirlinin ahı yeter. Adamı düzmece raporlarla mahkemelerde süründürdüler.
Bu AKP kuyruk numaralı uçağı merak ettim. Bunda da mı yolsuzluk var?
Bir keresinde hatırlarım pos bıyıklı ayçin sözleşme doneminde istasyonları geziyordu.bizim istasyona da geldi ve son durum hakkında bilgilendirme yaptı. Söylediği şu sözü halen unutmam “arkadaşlar ben bu adamın dünya görüşüne karşıyım ama çalışanlara karşı yaklaşımlarına ve sizin için yapilacak ne varsa yapmaya çalışmasına hayran kaldim” aycin é bunu söyletebilen insana ancak saygı duyulur.Abdurrahman beye Allah selamet versin yolu açık olsun
kendini herşeyden büyük gören şaşmaz can bile atıldı,ne oldu ; koltukçubaşı :)
Bu Abdurrahmana muhbirlik yapan soyadı Türksoy olan arkadaşı niye yazmadınız?
Abdurrahmanı satıp Hamdinin safına geçenlerin başında gelir. Abisi seyfettinin dergisinde hamdiye yağcılık yapıp müdürlük kapti. Adam ingilzce bilmeden mancester müdürü oldu.
Bu Abdurrahmanın bir fedaisi vardı. Adı Yusuf du. Abdurrahmanın fedaisi sarı yusuf, belediye de otopark şefiymiş. THYde özel kalem müdürü gibi çalışır, başkan odalarını basardı. Ne kadar yağcı yalaka varsa bunun vasıtasıyla Abdurrahmana ulaşırdı. Abdurrahman gittikten sonra bu lise mezununu Yeşilköy satış müdürü yaptılar. Bir yolsuzluğa adı karıştı ama sessiz sedasız gönderdiler.
Arçelikte müdürken, getirip metroya önce GMY sonra da GM yaptılar. O tarihlerde bana bağlı olarak çalışıyordu.AKP iktidar olunca, uçak mühendisi olduğu için başbakana ben THY nin başına getirmesini tavsiye ettim. Ama tam bir hayal kırıklığı oldu. İki sene arkasını toplamak için uğraştık. Beyefendi rahatsız olmuş. Gidip başbakana ya ben ya o demiş. Sonrası malum.
Abdurrahmanın satıldığı falan yok. Onun bunun tavsiyesi ile geldiği makamda fazla bile durdu.Acemi çaylağın tekiydi.Ona bacanakları bile sahip çıkmadı.Patron Unakıtandı. Performansını beğenmediği için görevden aldı. Durum bundan ibarettir.
atlas havayollarının Isparta da düşen uçağı değil mi o?
Biz de boşuna Üniversite okuyalım işe girebilmek için.
TC-AKP REGISTRAION ILE BASLIYAN UCAK FIRMASINDAN ALDIGI BAZI SEYLER SONUNU HAZIRLADI. BIRAZ DETAYLARA GIRIN LUTFEN .
Abdurrahman bey, Candan ve Hamdi’yi fazla hafife aldı.Zamanında tedbir almadı.Sonuç su uyur……
Son 13 senede gelenlerin içinde en düzgünü, en kalitelisi Abdurrahman bey idi.Neredeyse, Allah selamet versin.
Kaderin cilvesine bak. Ne Topçu kaldı ne de Candan. Eee Sultan Süleyman’a bile kalmamış bu dünya.
Sadece yöneticiler değil, Abdurrahman beyin yüz vermediği kifayetsiz muhterisler de belki bir koltuk kaparız beklentisi ile meşhur ikiliye mayna yapmıştı.
Devr-i topcu donemini yaz yaz bitmez herhalde!
bizim zihniyetimize gore her ucak muhendisi havayolu genel muduru olsaydi neler olurdu acaba? muhasebecinin tepeden inme havayolu bilmem nesi oldugu ulkeden ne bekliyoruz ki?
Sefa bey Devr-i-Aycı dönemini de yazarsınız İnşallah