Vefa sadece İstanbul’da bir semt değil….
Deniz yıldızı hikayesini herkes bilir.
“‘Bir adam, okyanus sahilinde yürüyüş yaparken, denize telaşla bir şeyler atan birine rastlar. Biraz daha yaklaşınca, bu kişinin, sahile vurmuş denizyıldızlarını denize attığını fark eder ve ‘Niçin bu denizyıldızlarını denize atıyorsunuz?’ diye sorar. Topladıklarını denize atmaya devam eden kişi, ‘Yaşamaları için,’ yanıtını verince, adam şaşkınlıkla, ‘İyi ama burada binlerce denizyıldızı var. Hepsini atmanıza imkân yok. Sizin bunları denize atmanız neyi değiştirecek ki?’ der. Yerden bir denizyıldızı daha alıp denize atan kişi, ‘Bak, onun için çok şey değişti,’ karşılığını verir'”
İşte bu hikayedeki deniz yıldızlarını denize atan kişi Sefa İnan ve Airporthaber ailesidir. Çok değil bundan bir kaç ay önce Florya’da bütün hava yolu şirketlerinin kapısını çalıp uçmak için adete yalvaran genç pilotlardık.tip eğitimi için vericek paramız olmadığı için muhatap alınmadık çoğu zaman.Çoğu zaman da Cv lerimizi sadece ya danışmaya ya da güvenliğe bırakabildik.bütün şirketleri gezmekten yorgun düşüp Fly inn de verdiğimiz çay molalarında Airbus’ların ve Boeing’lerin iniş kalkışlarını alışveriş merkezinin camlarından izleyip hayale daldık.Oysa o uçaklarda uçmak için gerekli lisansımız vardı. Ancak tip eğitimi denilen son bir adım kalmıştı hayallerimize ulaşmaya.Ancak bu eğitimi vermek şirketin sorumluluğunda iken ya paramız ya da dayımız olmadığı için bir türlü atamdık o son adımı.
…..ve tam umutsuzluk denizine sahilden taş attığımız günlerde işte o adamla karşılaştık, yani sahile deniz yıldızlarını atan adamla…Sefa İnan la..bizim derdimizi adete kendi oğlunun derdi gibi sahiplenip hemen, hemen her gün kaleme aldı sorunumuzu. Günlerce devam etti deniz yıldızlarını denize atmaya..Özel şirketler Türk Sivil havacılığının geleceğini bir kenara bırakıp günü kurtarmanın derdinde iken,milli havayolu şirketimiz bayrak taşıyıcımız THY da suskundu bu dönemde..Hatta bizim gibi genç pilotların önünü kesecek bir karar almış ve 400 saatin altında pilot almam demişti.Ancak zaten 400 saatlik adamlar bir havayolunda uçan pilotlardı.Ortada kalan yine büyük hayallerle uçuş okuluna gitmiş genç pilotlardı.
Günlerce attı deniz yıldızlarını denize Sefa İnan..ve sonunda Türk Sivil Havacılığının tehlikede olduğunu anlamıştı THY..İngilizce durumunu belgeleyen ve 4 yıllık üniversite mezunu olan pilotları DLR sınavına Almanya’ya göndermeye başladı..DLR sınavını geçenleri simülatör sınavıyla pilotaj yeteneklerini test etti..Ve son aşama mülakat ile havacılık bilgilerini ölçtü..bu aşamalar bir çok pilot için devam ediyor..
sonuçta her şey olması gerektiği gibi yani dünyanın önde gelen havayolu şirketlerinin uyguladığı prosedürler gibiydi pilot seçimleri….Uçuş okulunda mezun her pilot değil;
1)İngilizcesi iyi olan,
2)4yıllık üniversite mezunu olan
3)DLR sınavını geçmiş olan
4)pilotaj kabiliyetleri yeterli olan(simülatör)
5)Havacılık bilgileri yeterli olan( Mülakat)
genç pilotlar 5-10 yıl sonra THY’nin en genç kaptanları olma yolunda adımlarını attılar…bugünkü kaptan gereksinimlerini 10 yıl sonra yaşmamak için…kanadında Türk Bayrağı olan uçaklarda yabancı pilot uçurmamak için…
Yeni deniz yıldızları sahile vuracaktık elbet..pilot değil teknisyenler belki….teknisyen değil kabin memurları belki…Her kim olursa haksızlığa uğramış…Merak etmeyin o adam sahilde nöbette…
Teşekkürler Sefa İnan…
Genç pilotlar adına…