featured

THY kaçırıyor Devlet bakıyor…

Geçen hafta size sektördeki yanlış bir uygulamayı belgeleriyle açıklayacağımı yazmıştım. Gerçekten çok iyi bildiğim bir konuda bile beni hayretler içine düşüren çok önemli bir vergi kanunu değişikliğine rağmen bilhassa bence hala kamu şirketi statüsünde olan THY’nin bile bu kanunu tabiri caizse kazımaması.
Önce sizlere ilgili kanunu ve kanundan sonra daha net anlaşılması adına yapılan yazılan tebliği aynen yayınlayıp,sizleri bu konuyu yorumlamaya ve yanlışı bile, bile yapmakta ısrar eden şirketlerin neden hala yürürlükte olan kanuna karşın neden direndiklerini veya neden anlamakta zorlandıklarını sizlerle birlikte yorumlayabilme adına gündeme getiriyorum.
3.Uçuş tazminatlarının vergilendirilmesinde istisna uygulaması
3.1. Yasal düzenleme 
5766 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin (b) bendiyle Gelir Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilenlere; uçuş hizmetleri, deniz altına dalış yapanlara dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemeler;” ibaresi “kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış personele; fiilen uçuş hizmeti, denizaltına dalış yapanlara fiilen dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemeler;” şeklinde değiştirilmiş olup söz konusu değişikliğin yürürlük tarihi 6.6.2008’dir.
3.2. Uçuş ve dalış hizmetleri istisnasının kapsamı
Gelir Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “Subay, astsubay, erbaş ve erlere ve Ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere, uçuş, dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler, zamlar” hükmü, 5766 sayılı Kanunla herhangi bir değişikliğe uğramadığından bu ödemelerin vergilendirilmesi hakkında mevcut uygulama devam etmektedir. 
Söz konusu bentte yer alan ikinci cümlecikte yapılan düzenlemeye göre, uçuş maksadıyla görevlendirilenlere uçuş hizmetleri, deniz altına dalış yapanlara dalış hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler ve zamlar aşağıdaki koşulları taşıması kaydıyla gelir vergisinden müstesna tutulmuştur:
• Ödemeyi yapanın Türk Hava Kurumu ya da kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerden olması,
• Ödeme yapılanın uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış personel olması,
• Ödemenin, uçuş ve dalış gibi hizmetler dolayısıyla fiilen gerçekleştirilen uçuş ve dalış süreleri ile sınırlı bulunması.
Türk Hava Kurumu ya da kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerce yapılan ancak, anılan bentte yer alan şartların tamamını bir arada taşımayan ücret ve ücret sayılan ödemeler, Gelir Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi kapsamında olmadığından anılan Kanunun 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre vergiye tabi tutulacaktır.
Türk Hava Kurumu ya da kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan kurumların gerek hizmet sözleşmelerini düzenlerken gerekse uçuş hizmeti satın alırken yapacakları uçuş tazminatı ödemelerini, fiilen uçuş maksadıyla görevlendirilen hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış personele yapmaları ve tahakkuk belgelerinde bu hususa açıkça yer vermeleri gerekmektedir.
Şimdi beraber yorumlayalım; Benim anladığım Türk silahlı kuvvetlerini eski kanun hükümlerine göre fiili uçuş saatine bakmaksızın tüm ödemelerinin vergisiz kılınmasına eski kanunda olduğu üzere dokunulmamış ve aynen kalmış. 
Gelelim, Türk hava kurumu veya iş merkezi Türkiye’de bulunan kurumlardaki uygulamaya: Yukarıdaki kanunu ve kanunun yorumunu okuduğunuza göre eski kanunla yeni kanun arasındaki en önemli farkın filli uçuş dışındakilerin Brüt mütalaa edilmesi gerekliliği ve bunun yanı sıra verilen ikramiyelerin net olmayıp, anılan kanunun 94-103-104 nolu maddelerine göre değerlendirilmesi gerektiği iken uygulamada hala eski kanunun net ücret geçerliliği korunmakta.
Şimdi gelelim uygulamaya; Bu kanun 6.6.2008 den itibaren uygulamada ve tüm şirketlere ve maliyeye gereği için mutlaka yollanmıştır. Şimdi gelelim kanun çıktıktan sonraki ilginç gelişmelere; TÖSHİD 9.7.2008 tarihinde Uçuş tazminatlarının vergilendirilmesi konulu bir yazı yayınladı. Bu yazı bir şekilde benimde elime geçti, Anladığım kadarıyla TÖSHİD başkanı Yavuz Çizmeci ve yönetimi İstanbul vergi dairesi ve büyük mükellefler vergi dairesi başkanı Mehmet Koç beye konuya açıklık getirme adına ziyarete gitmişler ve Mehmet Koç onlara yeni kanunu şöyle yorumlamış; 
a) Uçuş tazminatlarındaki vergi muafiyetinin devam edebilmesi için uçucu personelin ay içinde yarım saat uçması yeterli imiş. (eski kanunda öyleydi) Ve tabii ki TÖSHİD bu bilgiyi alarak tüm üye şirketlerine fakslamış ve konuya kendilerine ve aldıkları bilgi doğrultusunda açıklık getirmiş.
Bu kanun, filli uçuş yapmayan uçak teknisyenlerini 6.6.2008 den itibaren saf dışı bıraktığından ve bana ısrarla gelen telefon ve maillerde yeni kanunun, sadece kendilerinin kısıtlanması için mi çıktığını soran arkadaşlarıma cevap verebilmek adına, Mehmet Koç’un nasıl böyle yorumlayabildiğini merak ederek kendisini telefonla arayıp konuştum. Mehmet Bey TÖSHİD e yaptığı yorumun aynısını bana da yaptı ve yeni kanun hususunda, yazılanlarla tatbikat arasındaki farklılıklar açısından tartışmaya başladık. 
Ben kanundaki; fiili anlamının neyi içerdiğini kanunun tebliğinde açıkça yer alan “ödemenin fiili uçuş ve dalış süreleri ile sınırlı bulunması gerekliliği” bölümünü kendisine okuduğumda bu açıklayıcı tebliğden TOSHİD le yaptığı görüşmede bilgisi olmadığı(!) belirterek beni haklı buldu.
TÖSHİD’e verilen ve üyelerine dağıtılan bu yanlış bilgi ve THY’nin hala ısrarla devam ettiği eski kanun hükümleri, değişen kanunun açıklayıcı tebliğe rağmen uygulanmaması beni gerçekten şaşırttı. İlgili kanunun bilmeleri gereken uygulamalarını o kanun hükümlerine göre yapma zorunluluğu olan THY’nin hukukçuları, okuduğunu anlamıyorlar mı dersiniz?
THY’nin kokpit ve kabin personelinin asgari uçuş yükümlülüklerini içeren 07-025 yönetmeliği ilgili kanun 6.6 2008 den itibaren geçerli olduğu halde hala değişmemiş ve eski kanun hükümlerine göre düzenleme devam ediyor. Şöyle ki; Fiili uçuş şartı göz önünde tutulmaksızın ilgili yönetmelikte Dondurulmuş-Kredilendirilmiş ifadeleri yer almakta.
Aynı THY yönetmeliği 07-025 yönetmeliğinde açıkça belirtildiği üzere 55+63 ü bir uçucunun alabilmesi için Uçuş İşletme Başkanlığınca o uçucu personele planlanmış veya ay içinde planlanacak, tebliğ edilebilecek uçuşların %100`nü uçması şart koşulmuş. Yani; o uçucuya ayda bir saat bile şirketi tarafından uçuş görevi planlanıp tebliğ edildiğinde o uçucu 118 saat uçmuş kabul edilecek ve bu rakamı net alacak.
Örneğin; elimdeki bir THY bordrosu incelendiğinde dondurulmuş olarak 55 saat, kredilendirilmiş olarak da 63 saat uçuş ücreti net olarak uygulanmış görülüyor. Uçuş saatini ortalama 90 YTL olarak ele aldığımızda,10.620 YTL’yi net olarak bir saat uçuş karşılığında almak mümkün.( vergisi ödenmeksizin)
İlgili kanunla taban, tabana zıt bir yönetmelik ve işin ilginç yanı, yeni kanuna rağmen hala THY yönetmeliğinin devam etmesi.
Sonuç olarak; Kanunu okudunuz. Tabiki bir şirket istediği rakamı istediği iş grubundaki elemanına verebilir. Buna kimsenin itirazı olamaz. Fakat, bu ücreti verirken o ücret karşılığında oluşacak vergiyi ödemek/ödettirmek zorundadır. Aksi takdirde kendilerine göre kanun yorumlayıp teknik departmana kanuna uymaz veremem derken uçucu kesime fiili uçuş şartını görmemezlikten gelerek vergi kaçırmanın THY de olsa bir bedeli mutlaka vardır. 
Devlet bizim devletimiz, THY bizim şirketimiz, çalışanlar bizim ülkemizin insanları, kanunlarımız bizim kanunlarımız, vergi en kutsal borcumuz. Hepsini bir arada mütalaa etmek zorundayız. Birilerine vergi kaçırıyor diyerek Tu-Kaka ilan ederken bilhassa milli havayolumuzun kanunlara uymaması son derece düşündürücü. Sizce yanılıyor muyum?
Not/ Uygulamaları takip edip siz okurlarıma yeniden sunacağım.
İyi haftalar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir