Grev olmayacağını varsayarak, bu grevin gerçekleşemeyeceği hakkındaki düşüncelerimi, sonunda mahcup olabilme riski olmasına karşın burada yayınlamış biri olarak, 21. dönem toplu iş sözleşmesinin öncelikle tüm çalışanlara hayırlı olmasını dilerim.
Grev oylaması öncesi yapılan THY’nin basın toplantısında, “oylamada EVET çıkması durumunda, ne yapacaksınız?” şeklindeki soruma; “başka verecek paramız yok. Sonuç ne çıkarsa çıksın, tüm verebileceğimiz bu kadar” yanıtını veren Sayın Karlıtekin, oylama sonucunda EVET çıktığında da bu söylemine devam etmişti.
Oysaki, o toplantıda kasıtlı olarak sorduğum bu soru, EVET olasılığını unutmaması gerektiğini tekrar anımsatmak ve bu durumda ne yapağını sorgulamak amaçlıydı.
Oylamanın EVET çıkmasını, çalışanın sendikanın tabancasına bir mermi daha sürmesi olarak görüyor ve THY çalışanını; yapılan tüm baskılara karşın, korkmadan ve çekinmeden direndiği için yeniden kutluyorum.
Sendikanın, kendisine çalışanlar tarafından armağan edilen bu mermiyi hiçbir zaman sıkabileceğine inanmamakla birlikte, ürkütme amaçlı kullanılabileceğini düşünüyordum. Kedinin bile, sıkıştırıldığında sahibine pençe attığını göz önüne aldığımızda, sendikanın da bu aşamada kendi iktidarını devam ettirmek ve özellikle kendisine yeni oy getirebilecek iş gruplarına yönelik, yeterli olmasa da, bazı isteklerde bulunabileceğini düşünüyordum.
Ve sonuç, öyle oldu.
21.Dönem toplu iş sözleşmesinin galibi benim diyenler, sadece 6 aylık artış için %24 istendiğini,ama, senelik %10 ve yanlardan minik artışlarla sözleşmeyi imzaladıklarını unutmuş olsalar gerek.Türk-İş ile hükümet arasındaki protokol gereği, THY çalışanının %10’dan aşağı zam alması mümkün değilken %10 dışındaki tüm artışlar sendika-işveren diyalogu ve oylama sonucunun EVET çıkmasına endekslidir.
Toplu iş sözleşmesinde başarı; alınmak istenen değeri yakalayıp, yakalamamanız ya da istenen değere ne kadar yaklaşıp, yaklaşmadığınızla ölçülür.
21.dönem toplu iş sözleşmesinde başarılıyım dediğinizde, istediğiniz rakama karşı aldığınız toplam değeri iyi incelemek gerekir.
THY’de uçucu kesimdeki arkadaşların ne gibi haklar elde ettiğini şu anda tam olarak bilememekle birlikte, 105.madde denilen, sendikanın olmazsa olmazının toplu iş sözleşmesi kitapçığında değil ek bir protokolle yer alması bu konuda yine THY ile uçucu ekipler arasında uyuşmazlığa düşülebileceği açısından dikkat edilmesi gereken ayrı bir konu.
İşveren, bu tür uyuşmazlık, anlaşamama konularında 3 kişi işverenden 3 kişi sendikadan olmak üzere bir uyuşmazlık kuruluna izin vermiş ve bu kurulun başkanının işverenden olması gerektiğini aynı disiplin kurulunda olduğu gibi kabul ettirtmiştir.
Kurul başkanının işverenden olması ve eşitlik durumunda başkanın oyunun 2 sayılması, disiplin kuruluna düşen personelin mutlaka atılacağını, Toplu İş Sözleşmesindeki 105. madde gibi uyuşmazlıklarda ise yine mutlaka işverenin dediğinin olacağını gösteriyor. Bu kurullarda, sendikanın 3+3 sisteminin ve başkanın işverenden olduğu müddetçe, çalışanların hiçbir şansı olmadığı bir gerçektir.
İşveren ile sendika arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi ve uçucu ekiplere ait 105. maddenin protokolünün uygulanması aşamasında bir sorun çıktığında, bu kurul tabii ki işverenin doğrultusunda karar verecek sendikanın kurul kararına itirazı da (eğer olursa) adli boyutta sürüncemede kalacaktır. Ve işveren bu sürede istediği uygulamayı yapacaktır.
Çalışanların çabası ve özverisi ile çıkartılan EVET oyunun sonucunda oluşan bu tablo, THY ve Teknik A.Ş personeli adına yeterli olduysa, problem yoktur. Ama, yeterli olmayıp verilen EVET’in karşılığı alınmadıysa, bu avantaja yazık olmuştur.
Bu Toplu iş sözleşmesinin gerçek kazanımını anlayabilmek için ilk maaş bordrolarınızdaki artışa ve 2008 yılındaki enflasyon artışlarının ne getirip ne götüreceğine dikkat etmek gerekir(!)
Sonuç olarak, sanırım ki; atılan taş, ürkütülen kurbağaya değmemiştir.