Sevgili okurlarım,
Sizlere her hafta buradan, öncelikle havacılık sektörünü ilgilendiren önemli olaylar üzerine yazıyorum.
Bu haftaki planım da böyleydi ve konuyu kafamda tasarlamış, sözcüklere dökerken; TV’lerden gelen Hrant Dink’in öldürülme haberi, tüm Türkiye yurttaşları gibi beni de çok üzdü.
Türkiye’nin ekonomik ve demokratik gelişmesini engellemek, toprakları üzerinde yaşayan insanların dirliğini bozarak bölünüp parçalanmasını, Türkiye’nin dünya ülkeleri arasındaki onurlu yerini karalamak isteyen karanlık güçler, yine tetiği çektiler ve Hrant Dink’in kişiliğinde, Türkiye’ye kurşun sıktılar.
Bu tür olaylarla Türkiye, yolundan döndürelemeyeciği gibi, amaçlanan tuzaklara düşmeyecek, insanlarımızın tarihten gelen birlikteliğini de bozdurmayacaktır.
Düşünceleri tam olarak uyuşmayan farklı görüş ve bakış açılarının bu uyuşmazlıklarının sonucu, hiçbir zaman silah olmamalıdır. Türk halkının bu olaydaki infialini de siyasetleştirmemek ve sadece merhuma karşı kahpece bir eylem yapılmasına tepki olarak alınması gerekir.
Hrant Dink’in toprağı bol olsun… Ailesine ve yakınlarına, cemaatine başsağlığı dilerim.
.
1000’ mi, yoksa 375.000 USD mi?…
9 Ocak 2007 tarihinde Irak’ta düş(ürül)en(?) ve hala birçok sırla güncelliğini koruyan Moldova tescilli Antonov 26 tipi Türk yolcuları taşıyan uçağın; düşme nedenleri hakkında Basınımızda yer alan değişik düşüncelere ve yorumlara yönelik olarak, Ulaştırma Bakanımızın, olayı; “Meşhur olmak ve sesini duyurmak için üstlenen bazı gruplar var” şeklinde yorumlayan talihsiz ifadesine cevap vermek istemiyorum.
Çünkü, bu kazada hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın cansız bedenleri soğumadan, ailelerinin üzüntüleri sürerken, bu tür bir polemiğe girmeyi şu an için uygun görmüyorum.
Ülkemizde, genel olarak bu tür olaylar, kazalar çabuk unutulur. Olaydan ders almaktansa, olaydan uzaklaşmak için özel çaba gösterilir. Basın olarak, bizler de olayın soğutulmasına maalesef yardımcı olmaktayız. Gündem değiştikçe bizler de gündeme yönelik hareket etmekte ve sonuçlanmamış, havada kalmış olayları tekrar gündeme getirip hatırlatmaya çalışmıyoruz. Yani, kısaca “Ölen ölür kalan sağlar bizimdir” i oynuyoruz.
Eski uçak kazalarımızı birer film şeridi gibi şöyle hafızalarımızdan geçirirsek; hangisinde yapılan açıklamalardan tam olarak tatmin olduk? Meşhur kara kutuların deşifresi, ne kadar zaman sonra çözülmüş ve kamuoyuyla paylaşılmıştır? Ve bu paylaşılan bilgilerden ne kadar emin olduk?
Moldova uçağında da, şu an maalesef aynı süreç yaşanıyor. Kara kutu ortada yok. Sorumlunun kim olduğu veya ortak sorumluluk taşıyanların kimler olduğu belli değil. Uçağın sigorta poliçesi ve sigorta poliçesinin neleri kapsadığı, ölenlerin ailelerine yapılacak yardımlar, henüz kesinlik kazanmış değil.
Gazeteler; ölenlerin yakınlarının sigorta şirketinden 1000.-USD gibi (komik) bir ödeme alacağını yazarken, yönetmelikler; kişi başı 375.000 USD ödenmesi gerektiğini yazıyor. İşin ilginç yanı, basınımız bu yanlış bilgiyi yazarken, Bakanlığımızı temsil eden SHGM bu haberi yalanlamıyor.
Ben, bu hafta Sayın Bakanın dediği gibi biraz daha meşhur(!) olma adına, bu araştırmamı sizinle paylaşmayı seçmiş bulunuyorum. Aşağıda sizlere linklerini de sunduğum bu araştırmamı, SHGM Genel Müdürü, Sayın Ali Arıduru ile de paylaştım ve kendisiyle telefon görüşmesi yaparak bilgi alış verişinde bulundum. Kendisiyle; sigorta konusunda ve ödenmesi gereken tazminat miktarları hususunda aynı fikirde olduğumuzu gördüm.
Sayın Ali Arıduru’ya; Moldova uçağının yolcularının sigortalı olup olmadığını ve sigorta kapsamının neler ifade ettiğini tekrar sordum.
Sayın Arıduru, uçağın kesinlikle sigortalı olduğunu ve tazminatın kişi başına 375.000 USD olduğunu doğruladı ve Sayın Bakanın bu konuda Moldova ile görüşmelerini sürdürdüğünü söyledi.
Türk hava sahasında uçuş yapan Türk ve yabancı sivil hava araçlarının yaptırması gereken“Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Sigortası Yönetmeliği” gereğince; kişi başına 250.000 SDR ödenmek zorunda.
SDR (Uluslararası Para Fonu tarafından kullanılan kaydı para birimini ifade ediyor.) Bu rakamı uçağın düştüğü günkü kurdan Merkez Bankası kuruna göre USD ye çevirdiğimizde karşımıza; 375.000 USD yani 560 Milyar TL çıkmakta.
Basınımızın 1000 USD olarak aktardığı yanlış bilgi 1000 SDR olup, sadece bagaj kaybını içeriyor. Üstelik 1000 SDR=1494 USD. Ediyor. (Umarım yolcular bagaj olarak sigortalanmamışlardır.)
Bu sigorta probleminde öncelikli sorumluluk, tabiî ki Moldova’nın ve onun yaptırdığı sigorta poliçesinde. Türkiye olarak da; bu uçağın Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Sigortası yaptırıp yaptırmadığı uçak Adana’dan havalanmadan önce kontrol edilmediyse, en az onlar kadar bizimde sorumlu olacağımız aşağıda linklerini verdiğim yönetmeliklerimizde açıkça belirtilmektedir.
Bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgiler, SHGM’nin sitesinde var.
Ayrıca, bu sütunun okuyucularına ve basınımıza bilgi olarak bu yönetmelikleri burada da sunuyorum.
Zaten, Sayın Ali Arıduru’da bu araştırmamın gerçekçiliği konusunda hemfikir. Ve en kısa zamanda bu tazminatların ödeneceğini söylüyor.
Benim anlayamadığım; basınımızın, “ölen vatandaşlarımızın ailelerine 1000.-USD tazminat ödeneceğini” yazmasına rağmen, ilgili makamların bu yanlış haberi yalanlamaması ve gerçek rakamı telaffuz etmemeleri.
Sonuç olarak, bu haftaki yazımla da Bakanlık tarafından açıklanmamış önemli noktaları açıklayarak gerçekleri araştırmak suçsa, haddimi aştığımı(!), bu sayede yeteri kadar meşhur olduğumu düşünüyor (!) ve sesimin sizler tarafından duyulduğunu sanıyorum. İyi haftalar dileğimle.
Not/
www.shgm.gov.tr da ki konuyla ilgili yönetmelikler.
YÖNETMELİK (1) İLE İLGİLİ DOSYAYI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN
YÖNETMELİK (2) İLE İLGİLİ DOSYAYI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN