featured

ALTTA KALANIN CANI ÇIKSIN

İstanbul’a yapılacak olan yeni havalimanının yeri belli olduktan sonra sektörde daha şimdiden yoğun hareketlilik başladı….
Sektördeki havayolları, MRO merkezleri, kargo taşımacılığı, genel havacılık, ikram, yer hizmetleri ve havalimanı işletmeleri şimdiden mevzi almaya başladılar.
Öncelikle yeni yapılacak havalimanının konumuna bir göz atalım:
Yeni havalimanının yapılacağı söylenen Yeniköy-Akpınar arasındaki bölgeye baktığımızda karşımızda iki dev problem görünüyor.
Bunlardan birincisi, yeni yapılacak olan havalimanı mevcut İstanbul yerleşim alanına bayağı uzak olmasının yanı sıra İstanbul’un Asya ve Avrupa yakasından insanların (yolcuların) kolayca ulaşabileceği bir bölgede yer almaması…
Bu ulaşım zorluğunu aşağıda yazdığım düzenlemelerle hafifletmek mümkün.
a) Kemerburgaz-Arnavutköy D-010 yolu ile Sarıyer bağlantısı ve devamı D-020 yolu.
b) Arnavutköy-Habibler 34-85 yolu.
c) Yassıören-Hadımköy 34-84 yolu havalimanının kara ulaşım bağlantısı için 3 veya 4 şerit olarak planlanmalı.
Metro ve raylı sistem mutlaka planlanmalı. Bu amaçla, mevcut Taksim-Maslak hattı yeni havalimanına kadar uzatılmalıdır. Diğer yandan Aksaray-Atatürk havalimanı hattı, Avcılar-Beylikdüzü-Bahçeşehir istikametinden yeni havalimanına bağlanmalıdır.
Ayrıca, yeni havalimanının Karadeniz üzerinde bir liman bağlantısı olması, uçak yakıtlarının havalimanına taşınması ve kargoların deniz yolu ile getirilmesi açısından çok kolaylık ve emniyet sağlayacağını düşünüyorum.
İkinci probleme gelindiğinde ise, yeni havalimanı arazi yapısı incelendiğinde, arazinin tamamen eski kömür madenlerinin çıkarıldığı bölge olduğu ve kömür madenlerinden kalan yaklaşık 30-35 su dolu gölet bulunduğu görülecektir. Özellikle 8-10 adet gölet hacim olarak çok büyük olup bunlardan bazıları İstanbul’un 20-30 günlük su ihtiyacını karşılayacak büyüklüktedir.
Bu göletlerin veya maden kuyularının hafriyat çalışması havalimanı maliyetini geçebilecek düzeyde.
Her şeyden önce Göletlerin doldurulması, sertleştirilmesi ve arazinin düzleştirilmesi gerekmektedir.
İyi bir mimari çalışmayla bazı göletler havalimanı içerisinde kalabilir ve yangın söndürme havuzu olarak, hatta yangın söndürme uçakları ve deniz uçakları için de kullanılabilir.
Yukarıda değinmeye çalıştığım iki temel sorun çözüldüğü ve çok iyi bir planlamayla alt yapı eksiksiz olarak düzenlendiğinde, İstanbul güzel ve modern bir havalimanına kavuşacaktır. Aksi halde Atatürk Havalimanı’nı arar duruma geliriz.
Bu projenin, tahmini yapım bedellerini bayağı aşacağını düşünüyorum. Yani evdeki hesap çarşıya uymayabilir.
Gelelim ihale aşamasına… Adeta kan gövdeyi götürecek bir süreç sektörü bekliyor. Bu büyük ihaleye şimdiden dev firmalar teklif vereceklerini açıkladılar.
Bir tarafta sadece Türkiye’de İstanbul-Ankara-İzmir ve Gazipaşa havalimanları işletmecisi TAV var. TAV ve ortağı Aeroporte de Paris, her ihalede olduğu gibi bu ihalede de favorilerden biri.
Diğer tarafta şimdiki Antalya Havalimanı’nın işletmecisi Alman Fraport-İçtaş ortaklığı var.
Hintli ve Malezyalı ortakları ile Nihat Özdemir’in LİMAK’ı var.
Alarko ve Ulaştırma alt yapı inşaatları ile tanınan KOLİN var.
Bu dev firmalarının yanında bir de sürpriz olabileceğini düşündüğüm THY-LUFTHANSA olabilir. Yanlarına örneğin Fraport’u veya bir başka yabancı havalimanı işletmecisini aldıklarında al sana yeni bir ekip daha… Olur, mu olur. Tayyip Erdoğan-Merkel sohbetinde başka neler konuşuldu bunu bilemeyiz. Belki de bu yeni havalimanı konusu bile konuşulmuş olabilir. Bir anda Lufthansa’nın THY ile flört etmeye başlamasını açıkçası ben buna yordum.
İhale aşamasında en güçlüsü TAV Holding olarak görülse de AHL’nin işletme süresi 2021’de doluyor. Yeni havalimanı ise 2016’da (pek sanmasam da) iki pistli, 2021’de ise 5-6 pistli bir havalimanı olarak ortaya çıkacak. Yani TAV’ın AHL için işletme süresi dolduğu yılda TAV bir sürprizle karşılaşıp da yeni ihaleyi alamaz ise, “tak sepeti koluna herkes kendi yoluna” denir mi? Siz ne dersiniz?
AHL’nin senaryo gereği sunulan Business jetlerle, genel havacılıkla, kargo taşımacılığı ile işletmecisine para kazandıracağını sanmıyorum. AHL’nin arsa piyasa değeri 10 milyar doların çok üstünde. Bu çok büyük arazinin yanı sıra AHL bir alışveriş merkezi gibi farklı amaçlarla gündeme gelirse hava trafiği nedeniyle kat irtifası sorun olmaktan çıkıp, Ataköy-Sefaköy-Halkalı-Yeşilköy-Yeşilyurt-Florya rant yeri olur.
Bir de bakarsın ki Ali Ağaoğlu gibi kişneyen atı ile gezenler ortalara çıkar ve buraları beton yığınına çevirirler. Olur mu? Ne olmuyor ki…
Aslına bakacak olursanız; bu yeni havalimanının yerini benimsediğim söylenemez. Silivri-Çorlu gibi seçenekler hem maliyet hem de yolcu ulaşımı açısından daha mantıklı idi. Ancak kapalı kapılar ardında ne düşünüldü(!) onu bilemeyiz.
Şimdi bunları bir tarafa bırakalım ve yeni havalimanın yapımı ile son derece etkilenecek bakım merkezlerimize bir bakış atalım.
Teknik A.Ş, MNG’ye ait hangarı yeni havalimanı 2 pistle faaliyete geçeceği söylenen 2016’ya kadar kiralamak istiyor(muş). MNG kiraya vermeyi değil, şu aşamadan sonra olsa olsa satmayı düşünüyordur.
AHL’nin geleceği hâlâ belirsizliğini korurken MNG’nin çok büyük miktarda yatırım yaptığı hangarını satamazsa ne olacak?
Yapımı yılan hikâyesine dönen ve hâlâ faaliyete geçemeyen HABOM ne olacak? THY’nin, yeni havalimanında mutlaka dev bir hangar projesi düşündüğü varsayımıyla HABOM’u THY’nin C-4 ve üstü bakımları (uzun süreli bakımlar) yanı sıra müşteri uçaklarının bakımları için mi kullanılacak?
HABOM gibi dev bir yatırım, birkaç müşteri uçağı veya THY’nin yeni havalimanında yapacağı hangarın dışında kalan uçaklar için harcanır mı?
Gelelim Sabiha Gökçen’li Pegasus’a…
Pegasus’un her geçen gün artan uçak sayısına rağmen hala bir hangarının olmaması büyük eksiklik.
Pegasus yönetiminin My Technic’in alımı için Çinlilerle görüştüğünü biliyorum. Yavuz Çizmeci hisselerini Çinlilere satarsa Pegasus ile Çinliler, My Technic konusunda anlaşabilirler. Pegasus’un ısrarla Yavuz Çizmeci’nin hisselerini devretmesi şartını öne sürmesinin arkasında, iki başlı şirketle kurulan ortaklıkta sorunlar çıkabileceği ihtimalinin düşünüldüğünü sanıyorum ki, bence de burada Pegasus yüzde 100 haklı…
Kısaca, sektörümüz üçüncü havalimanı konusunda çok şeye gebe… Birileri büyük rantları cebe indirecek ama yine her zamanki gibi “Altta kalanın canı çıksın” misali gelişmeler de yaşanacak.
Yeni havalimanı ile ilgili ihale aşaması bile başlamadan sektörde her şirket yarına göre mevzilenmiş durumda. Heyecanlı gelişmeler yaşanacak gibi. Tabii ki bize düşen bekleyip izlemek…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir