Dünyada ilk 10’da yer alan Türk Hava Kuvvetleri 108 yaşında…
Dünyanın ilk askeri havacılık teşkilatlarından biri olan ve şu an en güçlü hava kuvvetleri sıralamasında ilk 10 içinde gösterilen Türk Hava Kuvvetleri’nin 108’inci kuruluş yıldönümü kutlanıyor. Türk Hava Kuvvetleri’nin geçmişi ise, 1909 yılına kadar uzanıyor. Türk ordusunda havacılıkla ilgili ilk çalışmalar 1909 yılında başlandı. Bu konudaki çalışmalar 1910 yılında geliştirilerek, Paris’te toplanan Uluslararası Havacılık Konferansı’na da bir heyet gönderildi. Türk ordusunda, 1910 yılı sonlarına doğru ise, havacılık konusunda kesin karar verilerek havacı personel yetiştirilmek üzere birkaç subayın Avrupa’ya eğitime gönderilmesi öngörüldü. Ancak, ülkenin o tarihlerde içinde bulunduğu mali zorluklar nedeniyle gerekli ödenek bulunamadığı için karar yerine getirelemedi.
Türk Ordusunun ilk resmî havacılık kuruluşu 1911 yılında faaliyete geçti.
Milli savunma bakımından, havacılığın gelecekteki önemini gören Harbiye Bakanı Mahmut Şevket Paşa, konuyla yakından ilgilenmeye devam ederek 28 Haziran 1911’de yapılan sınavda en yüksek notu alan Süvari Yüzbaşı Fesa ile İstihkâm Teğmen Yusuf Kenan Beyler, uçuş eğitimi için Temmuz 1911’de Fransa’daki Bleriot Fabrikası’nın uçuş okuluna gönderdi. Bu gelişmelerin olduğu 1911 yılında, Kurmay Yarbay Süreyya (İlmen) Bey, havacılık teşkilatını kurmakla görevlendirilerek, Türk Ordusunun ilk resmî havacılık kuruluşu da, Harbiye Bakanlığı Fen Kıtaları Müstahkem Mevkiler Genel Müfettişliğinin 2’nci şubesi bünyesinde “Havacılık Komisyonu” adıyla 1911 yılında faaliyete geçirildi. Böylece, günümüzdeki modern ve ileri teknolojiye sahip olan havacılığın ilk temeli olarak kabul edilen, 17 Aralık 1903 tarihinde Wilbur ve Orwille Wright kardeşlerin ilk motorlu uçağı sembolik anlamda da olsa havalandırmayı başarmalarından sekiz yıl sonra Türk Hava Kuvvetlerinin temelleri atıldı. 1909-1912 yılları arası askerî havacılık teşkilatlarını kuran ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Avusturya ve Rusya ile hemen hemen aynı yıllarda Türk askerî havacılık teşkilatı da dünya havacılık teşkilatlarının ilk sıralarında yerini aldı.
Türk ordusu ilk pilotlarına ve uçaklarına 1912 yılında kavuştu
21 Şubat 1912’de Yüzbaşı Fesa Bey uçuş eğitimini başarıyla bitirerek Fransızların 780’inci, Türk Ordusunun da 1 nu.lı brövesini, Yusuf Kenan Bey ise Fransızların 797’nci brövesini alarak yurda döndü. Aynı yıl, sekiz Türk subayı daha Fransa’ya uçuş eğitimine gönderildi. Böylece, 1912 yılı başlarında Türk Ordusu ilk pilotlarına ve ilk uçaklarına kavuştu.3 Temmuz 1912’de de Yeşilköy’de (İstanbul) Hava Okulunun (uçuş okulu) açılmasıyla Türk Ordusu, uçucu subaylarını ülkesinde yetiştirmeye başladı. Türk askerî havacılığının gelişmesinde ve güçlenmesinde en önemli aşamalardan birisi olan Hava Okulu’nun açılmasından sonra Türk ordusunda havacılık çalışmaları hızlanırken, personel sayısı çoğalmış ve Birinci Dünya Savaşı başında hava bölükleri (tayyare bölükleri) kurularak havacılar aktif kıta görevi yapmaya başlamışlardı.
Balkan Savaşı’nın ikinci safhasında büyük başarılar kazanıldı
1912-1913 Balkan Savaşı’nın birinci safhasında, henüz yeterli seviyede tecrübe kazanmamış olan Türk havacıları arzu edilen şekilde başarı gösteremezken, ikinci safhasında ise büyük başarılar elde etmişlerdir. Balkan Savaşı’nın sona ermesiyle, Türk havacılığının geliştirilmesine başlandı. Bu çalışmaların paralelinde yeni uçaklar alınarak Haziran 1914’te Yeşilköy’de Deniz Hava Okulu (Bahriye Tayyare Mektebi) kuruldu.1914 yılında 1’inci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla ıslahat ve geliştirme çalışmaları durdu.
1’inci Dünya Savaşı’nda Türk askerinin çarpıştığı her cephede savaşa katıldı.
1’inci Dünya Savaşı döneminde Türk Hava Kuvvetleri, Çanakkale’den Hicaz’a, Kafkasya’dan Filistin’e kadar çok geniş bir alanda ve Türk askerinin çarpıştığı hemen hemen her cephede savaşa katıldı.29 Temmuz 1918’de (Umuru Havaiye Müfettişliği) Havacılık İşleri Müfettişliği ismi, Hava Kuvvetleri Genel Müfettişliği (Kuva-yı Havaiye Müfettişliği) olarak değiştirilerek yeniden teşkilatlanmaya başlandı. Ancak,bu tarihten kısa bir süre sonra, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1’inci Dünya Savaşı’nda yenilgiyi kabul etmesi ve 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’nin imzalanması üzerine, itilaf devletleri tarafından başta İstanbul olmak üzere ülke işgal edilmiş ve bu tarihten itibaren de Türk askerî havacılığında yeni bir döneme girildi. Kurtuluş Savaşı’nda ise yokluklara rağmen Türklerin havada da nasıl destan yazdığı da Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral H. İbrahim Fırtına’nın yayına hazırladığı Orgeneral Muzaffer Ergüder’in 1922-1930 yıllarını kapsayan havacılık anıları kitabında detayları ile anlatılmıştı. İstiklal Savaşı’nda kanat ve gövde bezleri basıncın etkisiyle gevşeyip ve özelliklerini kaybeden uçaklara gerekli olan sıvı temin edilemeyince çare patates suyu, yumurta ve paça suyunun karışımından elde edilen sıvı tatbik edilmişti.
1923’den sonra güçlü bir hava kuvvetleri için çalışmalar.
29 Ekim 1923’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra, çağdaş havacılığa uyum sağlayacak güçlü bir hava kuvvetinin kurulması için çalışmalara başlandı. 1923 yılında, üç hava (tayyare) bölüğü, bir deniz hava (tayyare) bölüğü ve bir hava okulundan oluşan Hava Kuvvetleri Müfettişliği’nin gücü 1926 yılına kadar arttırılarak, hava bölüklerinin sayısı on’a, deniz hava bölüklerinin sayısı ise üç’e çıkarılarak, bölükler, grup komutanlıkları ve hava (tayyare) istasyon komutanlıkları bünyesinde sevk edildi. 1924 yılında, uçuş eğitimi için diğer ülkelere personel gönderilmeye başlanarak, 1925 yılında Eskişehir’de Hava Okulu yeniden kuruldu ve aynı yılın ekim ayında Hava Okulu ilk mezunlarını verdi.
1933 yılından itibaren mavi renkli üniformalar giyilmeye başlandı.
1930 yılında, eğitim için Fransa ve İngiltere’ye gönderilen personele ilave olarak, İtalya ve ABD’ye de eğitim için personel gönderildi. 1932 yılında, hava (tayyare) alayları kurulurken ve 1 Temmuz 1932 tarihinde yürürlüğe giren bir kanunla havacı personel ayrı bir muharip sınıf olarak kabul edildi (Bu tarihe kadar, başlangıçtan itibaren olduğu gibi, Kara ve Deniz Kuvvetleri’nden seçilerek yetiştirildikten sonra Hava Kuvvetleri’nde görevlendirilen personel, Hava Kuvvetleri’nde görev almadan önceki sınıftan sayılmaktaydı.) 1933 yılından itibaren Türk havacıları, havacılığın sembolü olan mavi renkli üniformayı giymeye başladı. 937 yılında Hava Harp Akademisi açılarak, 22 Mayıs 1939 tarihinde de hava tugayları kuruldu.
1940 yılı envanterinde uçak sayısı 500 civarında.
1940 yılında envanterindeki uçak sayısı yaklaşık 500 civarına ulaşan Hava Kuvvetleri, Balkanlarda en güçlü hava kuvveti hâline gelmiş ve 2’nci Dünya Savaşı süresince, Türk Hava Kuvvetleri muhtemel bir savaşa karşı daima hazır olarak muhafaza edildi. 1940 yılından itibaren lojistik destek yönünden Milli Savunma Bakanlığı bünyesindeki Hava Müsteşarlığına, Harekât ve eğitim yönünden Genelkurmay Başkanlığına (Hava Müşavirliği) bağlı olarak faaliyet gösteren hava birliklerinin, 1944 yılında tek bir komuta altında toplanmasına karar verilmiş ve bu amaçla 23 Ocak 1944 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı kuruldu. Böylece, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ilave olarak, Türk Hava Kuvvetleri de, Türk silahlı kuvvetleri bünyesinde ayrı bir komutanlık hüviyetine kavuştu. 1947 yılında Hava Kuvvetleri Komutanlığı, ordu seviyesine çıkarıldı.
1950 yılında jet alımına karar verildi
Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki uçak tipleri bakımından 1950 yılında önemli bir gelişme daha olurken jet uçaklarının alınmasına karar verildi. Bu nedenle, 15 Ekim 1950’de ABD’ne jet eğitimi için sekiz uçucu personel gönderilmiş ve bu personeller 31 Ağustos 1951’de eğitimlerini tamamlayarak yurda döndükten sonra jete intibak öğretmeni olarak görevlendirildi. Aynı yıl Hava Kuvvetleri Komutanlığında üs ve filo kuruluşuna geçilmeye başlanmış ve Balıkesir’de kurulan 9’uncu Jet Üs Komutanlığı, Türk Hava Kuvvetlerinin ilk jet üssü, 191, 192 ve 193’üncü filolar da ilk jet filoları oldu. Türkiye’nin 1952 yılında NATO’ya girmesinden sonra, jet uçaklarına geçiş dönemi hızlanarak, pervaneli uçaklar hizmet dışı bırakıldı. 1961 yılına kadar Türk Hava Kuvvetleri’nin sembolü olarak çeşitli kartal figürleri kullanılmış, 1 Haziran 1961 tarihinden itibaren daha önce kullanılan kartal figürleri yerine tek başlı “Selçuk Kartal”ı sembol olarak kullanılmaya başlandı.
Türk Hava Kuvvetleri dünya sıralamasında ilk 10 içinde
Videoyu Oynat
Flight International dergisinin Dünya Hava Kuvvetleri 2018 raporunu göre Türkiye, hava kuvvetlerinde 1042 hava aracı bulunmasıyla dünya genelinde 10’uncu sırada yer alıyor. Rapora göre dünya genelinde hava kuvvetlerinde 53 bin 545 hava aracı bulunuyor. Raporda hava aracı sayısında ilk 10 ülke şöyle;
1.ABD:13 bin 407
2.Rusya:3 bin 906
3.Çin:3 bin 36
4.Hindistan: 2 bin 185
5.Japonya: 1590
6.Güney Kore: 1560
7.Pakistan: 1285
8.Fransa:1269
9.Mısır:1132
10.Türkiye:1042
Türk Hava Kuvvetleri’nin rapora göre savaş uçağı sayısı şöyle
F-4 E: 49 adet
F-16C:158 adet
King Air 200/350 (C-12): 94 adet
Merlin IV/Metro: 12 adet
F-35A:Sipariş 2+98 adet
(CNN)