AHL VE ISG KİTLENEBİLİR – HABOMUN YENİ YAPILAN DEV HANGARINA “A380” GİREMİYOR
Bu başlığı görenler Havacılığımız her geçen gün büyürken(!) ve Havalimanlarımız uçaklarla ve yolcularla dolarken ne oldu şimdi diyebilir. Bu tür düşüncede olanlar konuya sadece uçak ve yolcu bazında baktıklarından kendilerine göre haklı olabilirler. Siz değerli okurlarımın birçoğunun havacı olduğunu düşündüğümden, halkımızın göremeyeceği farklı bir pencereden konuya bakmayı sürdüreceğim.
Öncelikle 3. Havalimanının ilk etabının 29 Ekim 2017 de bitmiş(!) olacağı varsayılıyor. Bu ilk etabın, Havalimanının 80-90 milyon yolcu kapasitesini karşılayacağı söyleniyor. 5 pistli üçüncü Havalimanının toplam kapasitesi bildiğiniz üzere senede 150 milyon yolcu üzerine kurulu.
3.Havalimanı projesi biter bitmez TAV’ın işlettiği AHL (Atatürk Havalimanı)’nin ne olacağı bence hala belirsizliğini sürdürüyor. Bu konuda hala bir dolu senaryolar üretilmeye devam ediliyor. Kimisi AHL için burası yeşil saha olacak derken, bir diğer görüş ise bu Havalimanının Kargo-Business Jet ve Genel Havacılığa ayrılacağını iddia ediyor. Bir başka görüşte şehrin içindeki bu çok kıymetli arazinin farklı amaçlarla kullanılarak imara açılacağı şeklinde…
Henüz AHL’nin geleceği ile ilgili net bilgi veren bir makam yok. AHL’nin işletmecisi olan TAV’ın bu Havalimanını 3 Ocak 2021’e kadar işletme yetkisi bulunuyor. Bu tarihten sonra ne olur tabii ki bilinmez. 3. Havalimanının yapılmasına yönelik çalışmalar ve öngörülen tarihte ilk etabın açılmasına yönelik planlar devam ederken, bir yandan da AHL’de hareketli saatlerin yaşandığını gözlemliyoruz. AHL’deki terminal binası A kapısını içine alınacak şekilde uzatılıp dört körük ilavesi yapılacakmış.
Bunun yanı sıra AHL’de THY’nin kargo olarak kullanacağı 45.000 metre karelik alanın açılışı her an yapılabilir.Bu gelişmeler AHL’nin Kargo-Genel Havacılık ve Business Jet’ler tarafından kullanılacağını iddia edenlerin görüşlerine uyuyor.
Türkiye’nin en değerli arazisi üzerinde kargo taşımacılığı… Hem de şehrin tam göbeğinde… Burası bana ilginç geliyor. Ancak karar verilmiş ve uygulanacakmış.
İkinci ilginç nokta ise; AHL’ye ilave edilecek 4 köprülük terminal binasının, yeni yapılacak olan üçüncü havalimanının ilk etabının bitişine kadar yolcuya hizmet vereceğini düşünüyorum. Bu yeni ilave terminal ve köprülerin yapımını TAV üstlenmiş görünüyor.
TAV aslında DHMİ’nin yapması gereken bu yatırımı bedavaya yapacak değil ya… Mutlaka bu yatırımın maddi karşılığını alacağı bir mahsuplaşma yapılacaktır. Kısaca karman çorman uygulamalar. Anlayan beri gele…
AHL’de hal böyleyken İstanbul’umuzun ikinci havalimanı olan ISG (Sabiha Gökçen Havalimanı)’a bir bakış atalım.
Bu havalimanımızda senelerce 2 pist yapımı bekleniyor. Tek pistli bir Sabiha Gökçen’de olası bir kırım olayı yaşansa ve pist kapansa ne rezaletler yaşanır bir düşünsenize… 2.Pist ne zaman yapılacak diye kime sorsan, eli kulağında deniyor ama hala hiçbir hamle yok. Bu yeni pist için üç adet ayrı ayrı ihale yapılması lazım. Birinci ihale Toprak Alt Yapı-İkinci ihale Pist Yapımı ve Işıklandırma-Üçüncü ihale ise Elektronik Donanımları ihtiva ediyor. Bunlardan birinci ihale yapıldı ve LiMAK bu ihalede en düşük ücreti vermesine rağmen ihale hala sonuçlanmadı.
İhalede en düşük ücreti vermek demek ihaleyi aldı demek olmuyor. Bu ihale ve sonraki diğer ihaleler sonuçlanarak bugün kazma vurulup, gece gündüz çalışılsa dahi en az iki senede biter diye düşünüyorum.
Neden mi?
ISG’deki mevcut piste paralel yapılacak ikinci pistin arasına Starlight adı verilen bir terminal gerekiyor. Bu terminalden ana terminale bagajların aktarımı için ise bir tünel yapılarak ana terminale bağlanması ISG ‘nin ikinci pist yapım aşamasındaki planları arasında yer alıyor.
3.Havalimanının ilk etabının 2017’de bittiğini (ki hiç sanmıyorum) düşünelim. Bu tarihte THY’nin uçak sayısı 317 olarak planlanmış. Pegasus ise 83 uçağa çıkıyor. Diğer şirketlerin uçak sayılarını saymadım bile… Şu anda bile 265 THY uçağı ve 54 Pegasus uçağı ile sıkışan trafik 3.Havalimanının ilk etabı dahi bitmeden içinden çıkılmaz hale gelecek. Kısaca çok geç kalındı.
“Türkün aklı sonradan gelirmiş” diye bir atasözümüz vardır. İşte böyle bir durumla karşı karşıyayız. Yakında hava trafiği kitlenir ve tarihi rötarlar kırılırsa şaşmamak lazım. Çünkü Ulaştırma bakanlığının uzun vadeli planına göre 2014 sonunda iç ve dış hatlarda taşınan yolcu sayısının 172 milyon civarında bekleniyor. Bu rakamın 2015 de 190 milyon,2016 da 207 Milyon ve 2023 de ise 350 Milyona çıkması öngörülürken, alt yapılarımızdaki bu kaplumbağa hızımız nedir böyle?
Bu arada yeri gelmişken THY ve Pegasus filosunu yıl bazında değerlendireyim.
THY: 2014: 265 Uçak. 2015: 280 uçak. 2016: 321 uçak. 2017: 317 uçak. 2018: 347 uçak. 2019: 378 uçak. 2020: 422 uçak. 2021: 430 uçaklık filo olması bekleniyor.
PEGASUS: 2014: 54 uçak. 2015: 64 uçak. 2016: 75 uçak. 2017: 83 uçak. 2018: 91 uçak. 2019: 100 uçak. 2020: 107 uçak. 2021: 118 uçak ( Bu bilgiler halka açık olan şirketlerin yatırımcılarına verdiği bilgilerden alınmıştır ) THY resmi sitesinde filo hala 260 uçak olarak görülmekte ama trafik verilerindeki uçak sayısı 265.THY umarım sitesini günceller.
Uçak sayıları ile ilgili bilgilerden sonra Türk Sivil Havacılığının lokomotifi olan THY’nin bence çok önemli bir planlama hatasını yazmak istiyorum.
Bildiğiniz üzere THY Sabiha Gökçen’de Dünya çapında ve benim de yakından gördüğüm mükemmel bir bakım üssü kurdu. Bu bakım merkezinin sadece kapalı alanı 35 Futbol Sahası büyüklüğünde. Bu dev hangar sadece THY’nin kendi uçakları için değil, Türkiye’nin bir bakım merkezi olması için planlanmıştır. Yan yana iki hangardan oluşan bu dev tesisin büyük gövdeli uçaklar için ayrılan bölümüne A380 uçağının yüksekliği acısından giremeyeceğini söylersem ne dersiniz?
Düşünsenize 550 Milyon dolarlık bir yatırım yapıyorsunuz ve dünyanın en büyük hangarlarından birini yapıyor ve uçak bakımlarından elde edilen gelir pastasından büyük bir dilim kapmak üzere yola çıkıyorsunuz. Çok ileriye dönük olarak yapılan bu hangarda A380 gibi çok kullanılan ve kullanıcısı gittikçe artan bir uçağı düşünmüyorsunuz. Olacak iş mi bu? Küçük gövdeli uçaklara ayrı bir hangar büyük gövdelilere ayrı bir hangarı düşünmüşsünüz de hangar yapım aşamanız sürerken bile havada dolaşan A380’i neden düşünemediniz?
Bildiğiniz üzere A380 uçağı 18 Ocak 2005´de üretim tesislerini terk edip halka sunulmuştu. Bu uçağın tasarımı ve yapımı en az 20-25 senelik bir zaman dilimine denk gelir. Hatta yine 90’lı yılların sonunda Boeing tarafından satın alınan McDonnell Douglas, A380’e çok benzer bir uçağın projesini tanıtmıştı. MD-12 ismi verilen bu uçak yapılsaydı 64 metre uzunluğa ve 22 metre yüksekliğe sahip olacaktı. Kısaca, A380 büyüklüğünde uçak yapılacağı HABOM projesinden çok önceleri biliniyordu.
Tüm Dünya bu uçaktan haberdar iken ve siz geleceğin hangarını inşa ederken hiç mi etrafınıza bakmadınız? Şimdi diyelim; THY bu bakım hangarı için gerek müşteri gerekse yarın öbür gün almayı planlayacağı kendi A380 uçağını bakıma alamayacaksa, Dünyadaki bakım pastasından nasıl büyük bir lokma kapmayı düşünecek ki? Yıllık olarak beklediğiniz 500 Milyon dolar ciroyu bu kafayla mı elde edeceksiniz?
Şimdi birileri çıkar ve biliyorduk ama gerekli görmedik diyerek, hele A380 uçakları bakım için bizi seçsin o zaman bizde kalkıp AHL de veya 3.Havalimanında A380 hangarı yaparız diyebilir. Onlara cevabım; Bu hangar projesi çizilirken henüz üçüncü havalimanı yapımını düşünen bile yoktu olacaktır.
***
Hep eleştiri olacak değil ya. Birazda iyi şeylerden bahsedeyim.
Türk şirketlerinin her geçen gün artan yakıt fiyatlarından mümkün mertebe korunmak için HEDGE sistemini kullandığını daha önceleri de yazmıştım.
Bu Hedge sistemi nasıl çalışıyor bir bakalım.
Hedge yapmak demek ileriki tarihlerde oluşabilecek değer kayıplarına karsı kendimizi koruma işlemine verilen bir addır.
Diyelim ki Fenerbahçe-Galatasaray maçı var ve siz GS taraftarısınız. GS’nin maçı kaybetmesi durumunda bir üzüntü yasayacağınız kesin. Bu üzüntünün değeri de 100 TL olsun. Simdi siz maçtan önce Fenerbahçe’nin kazanacağı yönünde 50 TL’lik iddia oynarsanız (diyelim ki 1’e 2 veriyor olsun), Fenerbahçe’nin galibiyeti durumunda 50 TL kazanacaksınız ama 100 TL’lik üzüntü yasayacaksınız. Diğer durumlarda 100 TL’lik üzüntü yasamayacaksınız ama 50TL kaybedeceksiniz. Yani HEDGE yaptığınız zaman ne çok üzülecek ne de çok sevineceksiniz.
Havayolu şirketleri de değişken yakıt fiyatları karşısında yukarıda izah etmeye çalıştığım uygulamayı yapıyor. Kullanacakları yakıt miktarının bir kısmını belirli fiyattan sigortalıyor diyebiliriz. THY ve Pegasus yakıt fiyat riskine karşı %50’nin altında Hedge işlemi yapmışlarken yakıt bir anda düşüverdi. Şimdi ne olacak. En azından %50 hedge yapılmış yakıtı almak zorunda kalırlarken %50’sinide düşük fiyatlarda alacaklardır.
THY ve Pegasus’un rakipleri olan Avrupalı şirketlerde ise HEDGE miktarı %80 civarlarında olduğundan THY ve Pegasus onlara nazaran yakıta daha düşük ücret ödeyeceklerdir. Bunu büyük bir avantaj olarak kayda değer buluyorum.
NOT/ kişisel bloğuma çok eğitici olduğuna inandığım A380 in yapım aşamasında nelerden esinlenilmiş, özellikleri ve tasarımını içeren bir video koydum. Mutlaka seyretmenizi tavsiye ediyorum. ( Tıklayın)