İstanbul’dan Bodrum’a gidecek uçak, ’20 dakika rötar var’ denilmesine rağmen 4 saat sonra kalkınca, yolcular arasında yer alan iş insanı Cem Haydar Bektaş havayolu şirketine karşı 10 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı.
Ağustos sıcağında yaklaşık 4 saat boyunca uçağın içerisinde klimasız ve havalandırmasız bekleyen davacıya, yerel mahkeme 100 euro ödenmesine hükmederken, karar İstinaf’a taşındı.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin 100 euro’luk miktarının az olduğunu ve davacının kişilik hakları üzerinde olumsuz etki oluşturacağını vurgulayarak, 10 bin TL’lik tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte Bektaş’a ödenmesine hükmetti.
Cem Haydar Bektaş 9 Ağustos 2016 saat 21.00’de İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Bodrum’a gitmek üzere uçak bileti aldı. Havaalanına giden Bektaş, özel bir havayolu firmasına ait uçağın 20 dakika rötar yapacağına ilişkin bir anonsla karşılaştı.
İddiaya göre buna rağmen yolcular uçağa alındı. Ağustos ayı olmasına rağmen, uçağın kliması ve havalandırılması çalıştırılmadı. Havasızlıktan bunalan yolculara, uçağın motorunda, klimasında ve havalandırmasında sorun olduğu bildirildi. Yolcular yaklaşık 4 saat boyunca uçağın içerisinde bekletildikten sonra saat 01.20’de kalkış yapabildi.
4 SAAT MAKUL DEĞİL 100 EURO ÖDENSİN
Yolculardan arasında yer alan iş insanı Cem Haydar Bektaş, havayolu şirketinin bilinçli ve ağır kusurlu davranışları nedeniyle ‘aldatılmışlık’, ‘stres’, ‘huzursuzluk’ ve ‘üzüntü’ yaşadığını öne sürerek 10 bin TL manevi tazminat davası açtı.
İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi’nde görülen davada, bilirkişi heyeti dosyayla ilgili incelemede bulundu.
Bilirkişi raporuna göre 4 saatlik gecikmenin makul sayılabilecek bir gecikme olmadığı, Bektaş’ın bilirkişi 100 Euro tutarında manevi tazminat talep edebileceği değerlendirildi. Mahkeme Bektaş’a 100 Euro yani o dönemki kurla 334 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek faizle birlikte ödenmesine hükmetti.
ÖNCEDEN ÖNLEM ALINMASI GEREKİRDİ
İlk derece mahkemesi tarafından verilen karar, İstinaf’a taşındı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi dosyayı karara bağladı. Mahkeme kararında, uçak firmasının çok uzun yıllardır havacılık sektöründe olduğu ve saygınlığı bulunan bir şirket olduğu ancak, yaşanan bu durumları önceden öngörerek önlemini alması gerektiği vurgulandı.
KİŞİLİK HAKLARI ÜZERİNDE OLUMSUZ ETKİ BIRAKTI
Olayın oluş şeklinin Cem Haydar Bektaş’ın kişilik hakları üzerinde yaratacağı olumsuz etkinin boyutu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında yerel mahkeme tarafından verilen 100 Euro’luk manevi tazminat miktarının az olduğunu kaydetti. Mahkeme bu nedenle Bektaş’ın talep ettiği 10 Bin TL’lik manevi tazminat miktarının, dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte kendisine ödenmesine hükmetti.
“TAZMİNATLAR SEMBOLİK DÜZEYDE KALIYOR”
Cem Haydar Bektaş’ın avukatı Muzaffer Değirmenci İstinaf’ın verdiği 10 Bin TL’lik tazminat kararını SABAH’a değerlendirdi.
Değirmenci, Türkiye’de haksız bir eyleme maruz kalındığında açılan tazminat davalarında, mahkemelerin vicdani kanaatine göre tazminata hükmettiklerini, bu yüzden tazminatların caydırıcı olmaktan ziyade sembolik düzeyde kaldığını vurguladı.
Değirmenci, “Bu durum haksızlığı uğrayanların manevi duygularını tatmin etmediği için genelde insanlar haklarını aramaktan kaçınmaktadır. Yaklaşık 4 saat 20 dakika rötar yapan bir uçağın yarattığı haksızlık sebebiyle Yerel Mahkemenin 10 bin TL üzerinden açılan manevi tazminata karşılık 100 Euro tazminata hükmetmesi de bu yaklaşımımızı doğrulamaktadır” dedi.
“İSTİNAF MANEVİ TAZMİNATTA ÇIĞIR AÇTI”
Yerel mahkemenin aksine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 10 Bin TL tazminat verilmesine hükmettiği kararla manevi tazminatta yeni bir çığır açtığını vurgulayan Değirmenci, “Mahkeme davalı havayolu şirketinin uluslararası bilinirliği ve saygınlığı olan bir şirket olduğunu belirtmiştir.
Bu kapsamda hükmedilen tazminat havayolu şirketi için caydırıcı, siyaset ve sosyal alanda tanınan müvekkil Cem Haydar Bektaş için ise manevi duyguları tatmin için önemli olmuştur. Toplumdaki haksızlığın ve adaletsizliğin giderilmesinin temel koşulu vatandaşın bilinçli şekilde hak aramasından geçmektedir” ifadelerini kullandı.