3.Havalimanı "PPP" sistemi ile özelleştiriliyor. Gelecekteki yatırımlar şimdiden pazarlanabiliyor.


Üçüncü havalimanı herkesin söylediği gibi yap-işlet-devret modeli ile değil PPP ( Public Private Partnership) modeli ile yapılmaktadır. Bu model le diğer Yap-İşlet-Devret ( BOT) modeli ( (BOT-Build Operate Transfer ve BO
–Build Operate) arasındaki fark. BOT un genelde 3.Dünya ülkelerinde yapıldığı PPP nin ise gelişmiş ülkelerce daha yaygın kullanıldığıdır.
BOT sisteminden PPP ye geçilmesi, siyasi ve ekonomik ve
hukuksal altyapı ve istikrarın eksikliği ve sözleşme tasarımında yapılan hatalar, kamu ve özel
sektör işbirliği açısından ciddi olumsuzluklar getirdiği gözlemi ve kamuoyu nezdinde bu modellerin
güvenirliliğinin tartışılır hale gelmesinden PPP sistemi kullanılır hale geldiği söyleniyor.
Yap -İşlet-Devret” Modelinde sene esas alınırken,PPP modelinde ise sene sabit tutulmakta. Kısaca 3.havalimanı ihalesi 25 senelik bir anlaşma olup ihale bedeli olarak yapımcı ortaklık, 22 Milyar 152 Milyon Euro+KDV yi her sene eşit taksitlerle olmak üzere devlete vermekle yükümlü. Bu PPP uygulaması bazen de senelik kar miktarının % si ile de uygulanmakta
Kısaca A firması senelik karının %30 unu devlete vereceğim derken B firması senelik kazancımın %40 ını devlete vereceğim dediğinde ihale %40 ını verende kalmaktadır.

PPP sistemine yakından bir bakış atalım.
PPP genel olarak kamu hizmeti olan ve imtiyaz teşkil eden büyük altyapı projelerinde
uygulanmakta ise de günümüzde daha küçük boyutlu uygulamaları da yaygınlaşmaktadır.
† En belirleyici özelliği finansmanın özel sektör tarafından temin edilmesidir.
† Tek başına bir dışarıdan hizmet alma uygulaması (outsoursing), bir finansman modeli, gayrimenkul geliştirme projesi veya imtiyaz sözleşmesi değildir.
† Risk devlet ve özel sektörce paylaşılır.
Genel yapı olarak her risk onu en ekonomik yoldan çözebilecek tarafa verilir.
†
PPP modelinin özünü Devletle yapılan hizmet veya imtiyaz sözleşmesi oluşturur. Özellikle
sunulan hizmetin makul ücretlerle, kesintisiz olarak belirli bir nitelik ve nicelik düzeyinde
sunulmasının güvence altına alınması hayati önem taşır.
† Projelerin çıktısı olan mal ve hizmetin nitelik ve niceliği devlet tarafından belirlenir.
† Devletin ana görevi organizasyonu sağlamak ve denetlemek, devlet proje ömrü boyunca etkin rol alır.

Bu modelin uygulama alanları bayağı geniş. Elektrik Üretimi ve Dağıtım şirketleri,Havaalanları / Limanlar Otoyollar / Köprüler / Tüneller,Hastaneler, Okullar / Üniversiteler, Cezaevleri / mahkeme Binaları, Kütüphaneler / Müzeler,İçme Suyu / Kanalizasyon, Atık Yönetimi,
Kamu Hizmet Binaları ve Otoparklar bu tür ortaklıklarla yapılabilmektedir.
Yukarıda anlattığım sistemin şüphesiz Dezavantajları da var.
Örneğin;
„Sözleşme tasarımının ve yönetiminin profesyonellerce yapılması gerekir.
„ Özellikle yeni uygulamalarda kamu kesiminde yeterli birikim olmaması riski artıran unsurlardandır.
† Özel sektörce yapılan borçlanma nedeniyle yüksek kaynak maliyeti
† Önceleri devletçe yapılan işlerin özel sektöre devri ile devlette bu hizmeti veren kapasitenin
kaybolması
„ Özel sektöre bağımlılığın artması, özel sektörün iflas etme riski
†
Yabancı sermayenin ilgisinin yabancılaşma ve kapitülasyonları çağrıştırması –Kamuoyu tepkisi
† Kamunun uzun vadeli ödeme yükümlülüğünün genel bütçe esnekliğini azaltması, yatırım
planlamasını daha karmaşık hale getirmesi
†
PPP’ye ilişkin ödemelerin gider olarak yansıması nedeniyle bilançolarda görülemeyebilmesi
Bilhassa; Sözleşme tasarımında yapılan, risklerin yanlış dağılımı, yetersiz veya eksik yaptırımlar gibi esaslı hataların uzun vadeli olan bu modelde ciddi sorunlara yol açabilmesi
† Politik ve ekonomik istikrara aşırı duyarlılık.
Özet ve can alıcı nokta şudur:
PPP uygulamaları
gelecekteki yatırımların bugünden
özelleştirilmesi anlamını
taşımaktadır.

Exit mobile version