“Romanya ve Bulgaristan’a ödenecek 45 milyon Euroluk hava sahası bedeli ihalede unutulmuş ya da unutturulmuş.”
T24’ten Gonca Tokyol’un haberine göre, sivil havacılık mevzuatının oluşturulması sürecinde yer alan, sivil havacılık konusunda uzman olan ve birçok özel havayolu şirketinin hukuki mevzuata dair düzenlemelerini gerçekleştiren CHP Trabzon Milletvekili Avukat Haluk Pekşen, İstanbul’daki 3. havalimanına dair önemli iddialar dile getirdi.
Üçüncü havalimanının inşaatıyla ilgili olarak, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından konan mania planlarına uyulmadığını ve pist kotlarının düşürüldüğünü belirten CHP’ Milletvekili Pekşen, yüklenici firmanın kotların 30 metre dürüşmesi sayesinde 1.3 milyar dolara yakın haksız kazanç elde ettiğini söyledi.
İhale sürecinin tamamlanmasının ardından, bedel üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmaksızın teknik projede değişikliğe gidilmesini, ‘ihaleye fesat karıştırmak’ olarak nitelendiren Pekşen, 3. havalimanının yanaşma uçuş sahasının da Romanya ve Bulgaristan sınırlarında kaldığını ve bu sebepten de bu ülkelere 45 milyon Euro ilave bedel ödeneceğini kaydetti. Bu bedel ihaleye eklenmediği için ödemenin devlet tarafından yapılacağını belirten Pekşen, “Havalimanını işletecek firma para kazanacak ama biz vatandaşlar olarak bu bedeli ödemek zorunda kalacağız” diye konuştu.
“Projede 90 metrelik dolgu var, firma ihaleyi aldıktan sonra ’60 metreye indiriyorum’ diyor”
Havalimanı inşaatının yapıldığı alanda daha önce kömür madeni bulunduğu için yoğun dekapaj gerçekleştirildiğini kaydeden Pekşen, “Yer yer zemin deniz seviyesinin altına inmiş, büyük çukurlar var. Kömür ocakları açık saha olduğu için madenin çıkarıldığı yerlerde kot farkı oluşmuş. Pist yapılmadan önce uçakların iniş kalkışını ve binaların ağırlıklarını taşıyabilmesi için zeminin güçlendirilmesi gerekiyordu” dedi.
Havacılık, inşaat mühendisleri ve uzmanların yaptıkları incelemeler sonucunda 90 metrelik dolgu yapılması halinde istenen teknik koşulların sağlanacağı sonucuna ulaştığını aktaran Pekşen, şöyle devam etti:
“Bunun üzerine ihale açılıyor, ‘Bu kadar yatırım, harcama yapacaksın, sonucunda da devir bedelini taahhüt edin’ diyorlar. Bu firma da diyor ki, ‘talibim’. Projede 90 metrelik dolgu var, İstanbul’un dört bir yanından kayalar, toprak taşınacak; zemin sağlamlaştırılacak. Ama ihale aldıktan sonra firma diyor ki, ben dolguyu 60 metreye indiriyorum. Taahhütleri yerine getirmediği gibi, 1.3 milyar dolarlık da haksız kazanç sağlıyor bu aradaki 30 metrelik farktan.
“Çevredeki inşaatler 30 metre daha yüksek olabilecek, bundan fayda sağlayacak kim?”
Ama yolsuzluk sadece bununla sınırlı değil. Kotun 30 metre düşürülmesiyle birlikte havalimanı çevresinde yapılacak inşaatlar 30 metre daha yüksek olabilecek. Çevredeki bu araziler kimin, buralara inşaatları kim yapacak? Tabii ki yandaş firmalar. Ayrıca Kanal İstanbul projesinin havalimanına çok yakın olması da büyük bir rant kapısını açmaktadır. Ama diğer yandan pist kotlarının 30 metre düşürülmesi sonucunda pistlerde çökmeler yaşanmaktadır. Bu durum uçuş güvenliğini tehlikeye düşürüyor; yani AKP, yandaşa rant için vatandaşın hayatını tehlikeye atıyor.”
“Eninde sonunda yargıya taşınacak”
Gelen bilgilere göre, şimdiden bazı çökmeler olduğunu ve pist inşaatlarında sıkıntılar yaşandığını kaydeden Pekşen, ihale sürecinin tamamlanmasının ardından teknik projede nasıl böyle bir değişiklik yapıldığı sorusuna şu cevabı verdi:
“Buna, ihaleye fesat karıştırma diyoruz. Normalde mümkün değil ama maalesef Türkiye’de mümkün olabiliyor. Defalarca kez gündeme getirdik, suç duyurusunda bulunduk, ilgili bakan sorularımıza cevap vermedi ama bu eninde yargıya taşınacak.”
“Atatürk Havalimanı için taahhüt verildi; yolcu yurtdışına uçsa da, uçmasa da para ödenecek”
Üçüncü havalimanıyla ilgili bir iddiayı daha dile getiren CHP Trabzon Milletvekili, “Diğer konu da şu, Atatürk Havalimanı’ndan gerçekleştirilecek yurtdışı uçuşlara ilişkin yolcu garantisi yenilendi 2020 yılına kadar. Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ), yolcu uçsa da uçmasa da bu parayı ödeyecek. Ancak 3. havalimanının 2018’de açılması ve tüm yurtdışı uçuşlarının buraya taşınması planlanıyor. Yani aradaki 2 sene, Atatürk Havalimanı’ndan yurtdışına uçulsa da, uçulmasa da para ödenecek” diye konuştu.
“Ödenecek 45 milyon Euroluk hava sahası bedeli ihalede unutulmuş ya da unutturulmuş”
Öte yandan, havalimanlarına iniş yapacak uçakların yanaşma uçuş alanlarının ülkelerin hava sahasında gerçekleştirilmesinin ancak belli bir bedel karşılığında gerçekleştirilmesinin mümkün olduğuna dikkat çeken Pekşen, “Ancak, İstanbul’da yapılan 3. havalimanı sahasının yanaşma ve alçalma alanları Bulgaristan ve Romanya’nın sınırlarına giriyor. Bunun için Bulgaristan ve Romanya’ya hava sahası kullanım bedeli olarak ödemek zorundayız. Bu bedel ihalede unutulmuş ya da unutturulmuş. İşletecek firma para kazanacak ama biz vatandaş olarak bu bedeli ödemek zorunda kalacağız” dedi.
CHP’li Pekşen, konuyla ilgili olarak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Ahmet Arslan’ın yanıtlaması talebiyle TBMM’ye verdiği soru önergesinde şunları ifade etti:
- SHGM tarafından inşaata başlanılmadan önce hazırlanarak yürürlüğe konan mania planlarına neden uyulmamıştır? Pist kotlarının düşürülmesine neden gerek duyulmuştur? İnşaata başlanılmadan önce, yüklenici firma tarafından pist kotlarının düşürülesi için yapılan proje revizyonu DHMİ veya Bakanlığınız tarafından onaylanmış mıdır?
- Pist kotlarının düşürülmesiyle ilgili olarak ileride, başta yağmur, kar sel vb. durumlarda pistlerin su altında kalması olmak üzere, karşılaşılabilecek diğer riskler konusunda herhangi bir teknik çalışma yapılmış mıdır? Zeminin yumuşak olması ve pist kotlarının düşürülerek gerekli olan dolgunun yapılmaması sonucunda, daha şimdiden yapılan pistlerden birisinde bazı çökmelerin olduğu doğru mudur?
- Pist kotlarının 30 metre düşürülmesi sonucu, yüklenici firmanın yaklaşık olarak 6 Milyar ABD Doları haksız kazanç sağladığı, ayrıca bu durumun ihaleden sonra ortaya çıkması nedeniyle de bilerek ihaleye katılan diğer firmalar aleyhine haksız bir rekabet ortamının oluşturulduğu doğru mudur?
- Pist kotlarının 30 metre düşürülmesi sonucu, havalimanı çevresinde olabilecek yeni yapılaşmaların da 30 metre daha yüksek olmasının önü açılacağı için yapılan bu değişiklikle birilerine rant sağlanması mı amaçlanmaktadır? Bu değişikliğin Havaalanın yakınından geçmesi planlanan Kanal İstanbul Projesinin o yöreye sağlayacağı rantla herhangi bir ilişkisi var mıdır?
- Mani kriterlerinin yükseltilmesi için SHGM tarafından herhangi bir çalışma yapılmakta mıdır? Yapılıyor ise bu değişiklin çan mal ve uçuş emniyetine olabilecek olumsuz etkileri ve uçakların iniş ve kalkışlarını tehlikeye düşürüp düşürmeyeceği konusunda herhangi bir bilimsel çalışma yapılmış mıdır?
(T24)