211'İN ŞANSLILARI…

Değerli okurlar, sıcak günler bizi bekliyor. 23 Haziran günü yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediye  seçimlerinden hemen sonra havacılık sektörünün merakla beklediği THY Genel Kurulu yapılacak. Genel Kurulda İlker Aycı’nın görevde kalacağını tahmin ettiğimi geçen hafta yazmıştım. Aslında Aycı’nın gidişine bel bağlayıp yerine başka birisi gelirse işlerin düzeleceğini zanneden bazı saf arkadaşların olduğunu görünce gerçekten şaşırıyorum. Sistem aynı, anlayış aynı olunca şirket yönetimine, çalışanlarına, işçi haklarına bakış açısı değişmiyor. İlker gider, Alper gelir, Türker gider Cevher gelir, hiç farketmez.

YÖNETİM DEĞİŞİR, ANLAYIŞ DEĞİŞMEZ !

İşte gördünüz. Siyaseten son derece güçlü Cem Kozlu’nun ve Tezcan Yaramancı’nın yap(a)madığını hatta cesaret bile edemediğini bay Hamdi yaptı ve muhalif sendika dönemini bitirdi. Siz hiç 2003 öncesinde Hava İş seçimlerinde işverenin sendika yönetimine karşı aday çıkardığını duydunuz mu, gördünüz mü?  Atilay Ayçin’e karşı aday olanlar aynı zamanda THY yönetimine de muhaliftiler. Bay Hamdi bu yapıyı kırdı ve 25 yıllık Ayçin yönetimini yıkarak yönetimin Tatlıbal’a geçmesini sağladı. Haa, bu işler öyle kolay değildir, 2013 Hava İş seçimlerinde  Gökkuşağı hareketinin 85 delegesi ve başlarındaki Ayhan Günal bey Genel Kurula girseydi bay Hamdi bu operasyonu yapabilir miydi? Mümkün değil… Devam edelim. 2015’te Topçu bey gitti, yerine Aycı bey geldi. Hiç birşey değişmedi. İlker Aycı’nın muhalif sendika Havasen’e karşı öyle perde arkasından falan da değil açıktan nasıl tavır aldığını, nasıl darbe vurduğunu hep birlikte adeta canlı yayında izledik. Hava İş kampını Abant’ta nasıl ziyaret ettiğini, sendika yöneticilerini nasıl parlattığını ibretle seyrettik. Yani, velev ki İlker Aycı gitsin yerine bir başkası gelsin, emin olun değişen birşey olmayacaktır. Açıkçası beni de fazla enterese etmiyor.

HANİ 211 İŞE GERİ ALINACAKTI?

Haydi saf demeyeyim ama bazı iyi niyetli arkadaşların 26. Dönem TİS öncesinde, 15 Temmuz kalkışmasından hemen sonra işten çıkartılan 211 çalışanın işe geri alınacağını dillendirmelerini hayretle karşılamıştım. Nitekim 2019 yılının ilk yazısında “211’in tekrar işe alınması: Yılın palavrası” diye yazmıştım. Toplu iş Sözleşmesi imzalandı, 211’in esamesi bile okunmadı. Bu işler öyle gönlünden geçeni söylemekle olmuyor. Realite var ortada. Bu 211 kişinin arasında gerçekten FETÖ ile irtibatlı veya iltisaklı kişiler var mıdır bilemem. Ama büyük bir kısmının bu işlerle ilgisi olmadığını açılan davalardan aldıkları kararlarla gördük. Buna rağmen mağduriyet devam etti. İnsanlar işsiz bırakılıp yokluğa mahkum edildiler. 211 kişinin arasında yöneticiler de vardı. 19 Müdür, 5 Başkan Yardımcısı, 4 Başkan ve 1 Genel Müdür Yardımcısı olmak üzere 29 çalışan da 15 Temmuz’dan sonra işten çıkarıldı. Özellikle Müdürlerin bir bölümü 90’lı yıllarda veya AKP’li yönetim başa gelmeden işe girmiş ve her kademede çalışarak yöneticiliğe yükselmişlerdi. Bunlardan biri de Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun yeğeni idi. Başkan ve Başkan Yardımcılarının çoğunluğu ise 2008 ve 2009 girişli.

THY’NİN İŞTEN ATILAN ŞANSLILARI…

Peki sonrasında ne oldu? 30’a yakın kabin personeli ve çoğu uzman olan mağdurlar iş bulabildi mi? Açıkçası bilmiyorum. Ama her atılan o kadar şanssız değil. Başkan Yardımcısı ve Başkanlar maaşallah hemen iş bulmuşlar. Mesela biri, yönetimi AKP’li siyasetçilerin ağırlıkta olduğu Turkcell’de yönetici olmuş. Bir diğeri, yine kamu sayılabilecek TÜBİTAK’a girmiş. Bay Hamdi’nin “yöneticilerinin işte çıkartılmasını” eleştirdiği Genel Müdür Mali Yardımcılığındaki arkadaşlar ne yapıyor şu anda? Mesela, Muhasebe ve Mali Kontrol Başkanı Hüseyin Bağrıyanık Kuzey Marmara Otoyol İşletmesinde CFO (Finans Grubu Başkanı) olmuş. Yani devletten ihale alan bir şirkette çalışıyor. Biliyorsunuz, Bay Hamdi Borajet’te danışmanlık adı altında yeni bir ekip kurduğunda bu şirkete götürdüğü isimlerden biri de Hüseyin Bağrıyanık idi. İnsan Kaynakları da Serdar Uygur’a emanet edilmişti. Bay Topçu ve ekibinin Borajet macerası kısa sürmüş, geldikleri gibi topluca  gitmişlerdi. En dikkat çekici olan ise, Genel Müdür Yardımcısı Coşkun Kılıç. Kılıç’ın 8 Mart 2006’da başlayan THY macerası 24 Temmuz 2016’da sona ermişti. İşten çıkarılmasını bakın nasıl anlatıyor Coşkun bey?

“İşten atıldığımızı Pazar günü cep telefonumuza gelen mesajla öğrendik. Hakkımızda hiç bir suçlama, hiç bir soruşturma, hiçbir adli karar, olumsuz hiçbir veri bulunmazken, bunları da doğrular nitelikte keyfi bir şekilde tüm haklarımız ödenmek üzere ve çalışanın bir kusuru bulunmayan “işletmesel gereklilikler” gerekçesiyle iş akitlerimiz feshedilirken bizlere reva görülen muamele büyük bir haksızlık ve tam anlamıyla zulümdür” 

CANDAN VE HAMDİ BEYLERİN GÖZDESİ…

İyi de beyefendi, 2012 yılında 305 gariban sms ile, yani aynı yöntemle işten atılırken siz THY’nin Genel Müdür Yardımcısı değil miydiniz? Gariban kabin memurları atılırken “meşru ve hukuki” olan sms yöntemi size uygulanınca zulüm oluyor, öyle mi?  Yüzlerce çalışan “haklarında hiçbir olumsuz veri bulunmazken” ve “keyfi bir şekilde” kapıya konulurken yıllık izinde miydiniz? Peki şimdi nerede Coşkun bey? Erciyas Holding’te yönetim kurulu üyesi…Yani havacılıktan sonra boru işine girmiş… Holding 1989 yılında Erciyas Çelik Boru olarak kurulmuş. Şu anda da Türk Akımı petrol boru hattının borularını üretiyor. Holdingin yönetim kurulunda tanıdık bir isim daha var. Candan Karlıtekin… Demek ki, Coşkun beyi sadece bay Hamdi takdir etmiyormuş. Karlıtekin de aynı fikirdeymiş. İşte böyle…35 – 40 yaşında kapıya konulup yaşı nedeniyle iş bulamayan, emekli de olamayan insanlar bir tarafta, THY’nin ballı börekli koltuklarında her ay çuvalla para alıp ayrıldıktan sonra da boşta kalmayan şanslı(!) arkadaşlar diğer tarafta…

ESKİ THY YÖNETİCİSİNİN KIZINDAN İMAMOĞLU’NA DESTEK…

Hazal Kaya’yı dizilerden bilirsiniz. Hazal hanım, yaklaşık 10 yıl süreyle THY Hukuk Servisinin başında görev yapan, 2014-2017 arası ise THY Teknik A.Ş.’de görev alan Avukat Abdurrahman Serhat Kaya’nın kızıdır. Son günlerde sanatçılar arasında hızla yayılan Ekrem İmamoğlu’na destek kampanyasına Hazal hanım da katılmış. Twitter’dan “Herşey Çok Güzel Olacak.” mesajını paylaşmakla yetinmemiş, katıldığı bir ödül töreninde de aynı sözleri söylemiş. Demokrasi ve hürriyet böyle bir şey işte…”Babam ne der, babamın çevresi bozulur mu” dememiş fikrini söylemiş…

 

Exit mobile version