2022’de dünyada global olarak 7,1 milyar yolcu olacağı tahmin ediliyor

tav-havalimanları-ceo

 

TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Serkan Kaptan, 2019 yılında dünyada seyahat eden 9 milyar kişi olduğunu belirterek, “2022’de dünyada global olarak 7,1 milyar yolcu olacağı tahmin ediliyor.” dedi.

P&G’nin ana sponsorluğunda Capital, Ekonomist ve StartUp dergileri tarafından düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi (UEZ), Sapanca ilçesindeki bir otelde devam ediyor.

Moderatörlüğünü Ülker Üst Yöneticisi (CEO) Mete Buyurgan’ın yaptığı “Liderlerin Sürdürülebilirlik Ajandası” başlıklı oturumda konuşan Kaptan, salgından en çok etkilenen sektörün havacılık olduğunu söyledi.

Kaptan, “İlk defa sağlık krizinin, ekonomik krizi tetiklediği ve onun da uçuşlara ara verdirdiği bir dönem yaşadık. Bütün havacılık sektörü derinden yaralandı.” ifadesini kullandı.

Salgın sürecini rakamlarla anlatan Kaptan, “2019 yılında dünyada 9 milyar yolcu vardı seyahat eden. 2020 yılında pandemiyle beraber yolcu sayısı 3 milyarlara düştü. Bizim de bütün havalimanlarımızda yolcularımızın yüzde 70’i gitti. 3 ay boyunca havalimanın kapalı kaldığı bir dönemde hiçbir gelirimiz oluşmadı ama giderlerimiz devam etti. Daha sonra 2021 yılının ikinci yarısında tedbirlerin nispeten gevşemesiyle bu yolcu sayısı 4,4 milyara çıktı. Yaklaşık yüzde 50 toparlama diyebiliriz. 2022’de dünyada global olarak 7,1 milyar yolcu olacağı tahmin ediliyor. Tamamen 2019 rakamlarına dönmemizin ise 2024 yılında olması bekleniyor.” diye konuştu.

Kaptan, TAV grubu olarak daha çok gelişen pazarlarda faaliyet gösterdiklerini dile getirerek, Türkiye ve yakın coğrafyada yer alan Gürcistan, Makedonya, Suriye, Arabistan, Kazakistan, Tunus, Letonya ve Hırvatistan’da faaliyetlerde bulunduklarını kaydetti.

Bu bölgelerdeki yolcu talebinin, Avrupa’nın geneli veya global bakışa göre daha yüksek olduğuna işaret eden Kaptan, şöyle devam etti:

“2023 yılında eski yolcu seviyemize ulaşacağımızı düşünüyoruz. Sürdürülebilirlik anlamında tabii süreç çok enteresan gelişti. Bu dönemde birçok şey de öğrendik. Öncelikle çalışanlarımızın sürekliliğinin çok önemli olduğunu öğrendik, bütün sektörlerde olduğu gibi. Bu yıl özellikle seyahat edenlerimiz fark etmiştir; Amerika olsun Avrupa olsun yolcu hizmetlerinde, hava limanı hizmetlerinde, hava yollarında büyük sıkıntılar yaşandı. Personel kaybı oldu. Pandemi çok uzun sürdüğü için sektör kan kaybetti ve personel kaybetti. Türkiye’de gerek kısa çalışma ödeneği gerekse bizim desteklerimiz gerekse personeli motive edebilmemiz sayesinde hiç kayıp yaşamadık. Personelimiz, pandemi öncesi, sonrası aynı kaldı hatta arttı diyebiliriz. Bu, hızlı toparlanmamıza fayda sağladı.”

“Üretici bir ülke olmak bu konuda çok büyük bir avantaj”

Migros Ticaret AŞ İcra Başkanı Özgür Tort da gıda perakendesinin kapsadığı alanlara değinerek, gıda sektöründeki istihdamdan bahsetti.

Salgın sürecine ve yaptıkları çalışmaları anlatan Tort, “Son 2-3 yıl içerisinde bir tarafında salgın, bir tarafında savaşla beraber gerçek anlamda başka bir boyut daha kazandık. O da gıdayı raflara getirebilmek. Bu tabii çok çok önemli bir misyon haline geldi. Özellikle sektörün hem bize mal sağlayan tedarikçilerimizin hem de bütün perakendeci dostlarımın bu seferberlikteki emeği için çok teşekkür ediyorum. Bir kez daha altına çizmekte fayda var. Avrupa, Amerika hangi gelişmiş ülkeye bakarsak bakalım; hala devam eden raflarda boşluklar var. Ülkemizde çok şükür, bu tablolarla karşılaşmamayı sağladık. Tabii üretici bir ülke olmak bu konuda çok büyük bir avantaj. Ama bir o kadar da sektörün kıvraklığı, ticari zekası, ön görüsü bunların üstesinden gelmek için çok büyük bir emek ortaya koydu.”

Tort, salgının ardından erişimin çok farklı boyutlar kazandığını dile getirerek Tort, “Müşterilerin evine kadar bu teslimatı gerçekleştirmek… Ülkenin en ücra köşesinden en pratik alışveriş noktalarına kadar da bunu yapabilmek. Bu ancak kendini adamış ekiplerle ve inovasyonla mümkün. Sürdürülebilirliğin de arkasında bu gücün her zaman hissetmemiz lazım.” dedi.

MESA Holding Üst Yöneticisi (CEO) ve MESA Mesken Yönetim Kurulu Başkanı Mert Boysanoğlu ise dünyada üretilen enerjinin yüzde 30’unu inşaat sektörünün harcadığını belirterek, salınan karbondioksitin de yüzde 25’ini inşaat sektörünün oluşturduğunu söyledi.

Dünyada 1 metrekare inşaat ya da konut yapabilmek için 385 kilogram karbon emisyonu harcandığını aktaran Boysanoğlu, bunun ciddi bir rakam olduğunu vurguladı.

Boysanoğlu, kurumun, 53. yılını kutladığını belirterek, “Buradan en önemli iş aslında, yaptığınız ürünle ilgili çünkü ürün, hani son kullanıcısının yaklaşık 50 ila 100 yıl kullandığı bir ürün aslında. Konut dediğiniz, bina ya da gayrimenkul dediğiniz olay, 50 ila 100 yıl kullanılan bir üründür. Biz yaparken tüketiyoruz ama bizden sonraki kullanıcının, teslim ettiğimiz kişinin onu nasıl kullandığına biraz biz karar veriyoruz. Kullandığımız teknolojiyle ısıtma, soğutma teknolojisi, yapı yalıtımıyla. Aslında biz biraz onları yönlendirmiş oluyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kurumun, “sürdürülebilirlik” çalışmalarına değinen Boysanoğlu, çalışmalarında enerjinin tasarruflu kullanılması ve çevrenin korunması açısından yaptıkları yenilikleri anlattı.

Exit mobile version