İki hafta öncesi yazdığım, insan nasıl yönetilir isimli yazımdan sonra, beni tanıyan bir çok insanın yazıya konu olan düşünce tarzıma yönelik hayata farklı bir bakış sunduğumu belirterek yazımı ilginç bulduklarını söylemeleri beni sevindirdi.^
Bu haftadaki gündemi oluşturan bilhassa,medyanın zorla yarattığı bir tv starının ani ölümü, benim her zaman savunduğum balık baştan kokmaz tezime destek olacak nitelikte bir haber.. Halkımızın nelerden hoşlandığını, nelere karsı duyarlı olduğunu çok iyi bilen Medyamız bu konuyu o kadar kaşıdı ki, Ülkemizdeki tüm sorunlar bir anda gündemini kaybetti. Tüm toplum olarak ATA ile yatar ATA ile kalkar olduk.
Sayın okuyucular, Rating uğruna saçma sapan bir çok programı herkesin TV yi en çok seyrettiği zamanlara koyan Medyamızı şöyle bir inceleyelim isterseniz. Halkımızın başkalarının hayatına ,yaşam tarzına, namus anlayışsına ,Dedikoduya ne kadar çok meraklı olduğumuzu bilmeyenimiz yoktur. Tabi ki halkımızın içinden çıkan Medyamızda bu yapısal sorunumuzu çok iyi bilmekte.ve bunu o kadar güzel ve başarılı işlemekteki, nerdeyse tüm halkımız,ATA cı, Semra hanımcı,yada Babacı olarak kamplara ayrıldı.hepimiz bir anda psikiyatrist olduk. Günlerdir konuyu tartıştık. Ülkemizin tüm sorunlarını bir anda unuttuk.
Ülkemizin en saygın programlarını yapan bilhassa benim şahsen çok saygı duyduğum ve başarılı olarak alkışladığım sayın KIRCA bile ana haber programının tüm gidişatını buna ayırdı ve suyun akışına kendini bıraktı.Ana haber bültenine,toplumun aslında dışlaması gereken bir çok kişi Değerli(!) yorumlarını sundu.ve bunların abuk subuk düşünceleri maalesef milyonlarca insana sunuldu.
Aslında,ben burada her zamanki gibi tüm suçluyu Medyamız olarak görmüyorum. Halkımızın bu meraklı yapısı ,asıl görevi para kazanmak olan ( maalesef) Medyamız tarafından tabiki ön plana çıkartılır. Onlar için bu haber tüm halkı ilgilendirdiği için değerlidir. Düşünsenize ,konuyu ekrana taşıyan bir çok TV kanalına rağmen aynı saatte program akısına belgesel bir film koyan TV şirketini. Tabiki rating i yerel TV kanallarından bile düşük olacak,ve haber müdürü veya genel müdür kesinlikle işten atılacaktır..
Burada, Kimin suçlu,kimin suçsuz olduğunu gerçekten anlamak zor. Halkımızın merak yapısını işlemeden, onları olduğu gibi değil,olması gereken bir kalıba sokarak, kendimizce ahlaki olduğuna inandığımız kalıplarda mı görmek,yoksa suyun akışına kendimizi de bırakıp herkes gibi Pembe Diziler,Evden kaçmış kız,evladını bulmaya çalışan bir baba veya anne öyküsü, Dama intihar etmek için çıkan adamın saatler süren yaşam hikayesi veya köpeğine kızıp onu ısıran adamın durumuna psikolojik bakışları içeren programlara uykusuz kalma uğruna ilgilimi olacağız…
Kendimizi mi değiştireceğiz yoksa Medyayı bu duruma getiren bizlerimi. Bizler bu yapıda olmasak, bize rağmen bu programlar yapılabilir mi, Gördüğünüz gibi ikisi de aynı şey. Suçlu burada aslında bu programları izleyen ve Cenazelere bile saygısı olmayan bizlerde değimli sizce de..
Hem bu programları seyredeceğiz hem de onları eleştireceğiz olmaz böyle bir şey… hayatı boyunca pembe dizi seyretmeyen,ve Semra hanımlardan zevk almayan bir insan olarak suyun akışına ne kadar karşı koyacağım bilemiyorum.
Sonuç olarak,tabi ki ülkemizde neden bazı sorunların çözülemediği gün gibi aşikar.. Kimse,kaza olmadan kaza olacak diyen kişileri ön plana almıyor. Kimse herkesin meraklı olduğu bir konuyu bilimsel verilerle sunan yazarları okumuyor. Sansasyonel konuşmak,bilimsel konuşmaktan daha etkili oluyor..ve bu yapımızı çok iyi bilen Medyamızı oluşturan bizlerde, suyun akışı yönünde programlarla günü kurtarıyor,rating ve rating in getireceği para ve üne doğru koşar adım gidiyoruz. Ama sorunlar ve bu duyarsızlıkla gittikçe büyüyen problemlerle beraber..