1996’da Bu Gün, Aeroperu Boeing B757 Pasifik Okyanusuna neden düştü

1996'da-Bu-Gün,-Aeroperu-Boeing-B757-Pasifik-Okyanusuna-neden-düştü

 

Tam 26 yıl önce bugün, 2 Ekim 1996 Çarşamba günü, Aeroperu Flight 603, Lima yakınlarında Pasifik Okyanusu’na düştü, 70 yolcu ve mürettebatın tümü öldü. Ölümcül kazaya karışan uçak, henüz 3 yaşındaki N52AW tescil isimli Boeing 757-23A idi. Uçak 2 Aralık 1992’de Boeing’den uçak kiralayan bir şirket olan  Ansett Worldwide’a yeni teslim edildi ve daha sonra Aeromexico’ya kiralandı ve daha sonra 1 Nisan 1995’te Aeroperú’ya kiralandı.

Uçuştan sorumlu olan 58 yaşındaki Kaptan Eric Schreiber Ladron de Guevara, 1.520’si Boeing 757’de olmak üzere 22.000 uçuş saatine sahipti. Kaptana yardımcı olan 42 yaşındaki Birinci Subay David Fernandez Revoredo, 719’u Boeing 757’de olmak üzere 8.000 uçuş saatine sahipti.

Aeroperu Flight 603, ABD Miami’den (MIA) Şili Santiago Arturo Merino Benítez Uluslararası Havalimanı’na tarifeli bir uçuştu. Miami kalkışından sonra, sonduak olan Santiago’ya varmadan önce Ekvator-Quito ve Peru-Lima’da ara veriyordu.

Peru-Lima’ya vardıktan sonra, tüm yolcular uçaktan indi ve Şili’ye devam etmek için başka bir Boeing 757’ye transfer oldu. Uçak, yerel saatle 00:42’de Lima-Jorge Chavez Uluslararası Havalimanı Pist-15’ten havalandı. Kalkıştan kısa bir süre sonra mürettebat, ana uçuş indikasyonların garip davrandığını fark etti ve uçağın uçuş bilgisayarından çelişkili, seri, acil durum mesajları aldıklarını bildirdi. Çelişkili mesajlar arasında irtifa ve hava hızı göstergesi, Rudder Ratio, Mach hızı, aşırı hız, düşük hız ve çok alçaktan uçuş ikazları vardı. Durumdan endişe duyan mürettebat derhal acil durum ilan etti ve Lima’ya dönmek istediklerini.

Pilotlar, bir hava trafik kontrolörünün yardımıyla uçağın gerçek irtifasını ve hızını bulabileceklerine inanıyorlardı. Ancak, ATC’deki tüm bilgiler uçağın Mode C Transponder’ından kontrolöre aktarıldığı için, kontrolörün de aynı yanlış değerleri gördüğünü bilmiyorlardı. Ne pilotlar ne de kontrolör uçağın gerçek irtifasını ve hızını bilmiyordu.

Uçuş gece ve okyanus üzerindeydi

Mürettebat, güvenli bir irtifada olduklarına inanırken, Lima’ya dönmeye çalışıyorlardı. Sorun, gece olması ve uçağın gerçek irtifasını belirtmek ve havaalanına son yaklaşmaya yardımcı olmak için görsel referanslar olmamasıydı.

Altimetre yanlış bir şekilde onlara 9.700 fitte uçtuklarını söylerken alçalma oranı artırıldı. Uçağın gerçek yüksekliği, altımetrenin bildirdiğinden çok daha düşüktü. Uçağı havaalanına yönlendirmeye yardımcı olmak için Lima ATC, bir Boeing 707’nin havalanmasını ve Aeroperu 757’yi yönlendirerek inmelerine yardım etmesini istedi. Ne yazık ki B707 yardıma gelmeden mürettebat ve 61 yolcu için çok geçti, uçak Pasifik’e düştü.

Soruşturma

Peru Hava Taşımacılığı Genel Müdürülüğü (DGAT), Kaza Soruşturma Komisyonu (CAI), ABD-Ulusal Ulaştırma Güvenliği Kurulu (NTSB) tarafından desteklenen bir soruşturmayürütüldü. Okyanus dibindeki enkazı çıkarmak için, ABD Donanması gerekli ekipmanı sağladı. Çıkarılan enkaz parçalarından uçağın gövdesindeki statik portların yapışkan bantla kapatıldığı tespit edildi. Bir Aeroperu çalışanı olan Eleuterio Chacaliaza’nın uçağı yıkamadan önce statik portları yapışkan bantla kapattığı, yıkma bittikten sonra bantları çıkarmayı unuttuğu ortaya çıktı.

Uçağın statik portları, hava hızı ve irtifa gibi temel bilgileri sağlayan neredeyse tüm uçuş aletleri için hayati öneme sahiptir. Çoğu uçakta, uçak yıkanırken statik port deliklerine yabancı madde girmesini önlemek için, üzerinde “REMOVE BEFORE FLİGHT” yazan parlak kırmızı renkli bir bayrağı olan statik port kapakları kullanılır. Ne yazık ki, Boeing 757 temizlenirken bunun yerine yapışkan bant kullanılmıştı.

Uçuş ekibi, gece karanlığında uçuş öncesi uçağın çevresinde dolanarak yaptıkları kontrolde bu yapışkan bantla kapatılmış statik portları göremediler. Kırmız bayraklı özel kapaklar kullanılmış olsaydı tüm kapaklar görülecek, uçuş öncesi çıkarılacak ve uçak kaza geçirmeyecekti.

Sonuç olarak, pilotların indikatörlerden gördüğü tüm değerler yanlıştı. Nihai kaza raporunda, müfettişler, uçuş ekibinin çelişkili verilerle kafasının karıştığı ve gecenin karanlığında okyanus üstü uçuşta pilotlara hiçbir sanal/görsel referans olmadığı için kaza oluştuğu sonucuna vardı.

Exit mobile version