Bugün 2020 yılının Şubat ayı içindeyiz. Bu yazımda siz okuyucularıma bundan tam 57 yıl önce soğuk bir Şubat günü, Ankara şehri üzerinde yaşanmış, hepimizi dehşete düşürümüş, yaşı 65’in üzerinde olanların hatırlaması mümkün olan büyük bir havacılık faciasını anlatacağım. Bu olay ülkemizin yaşadığı en büyük hava-yer faciasıdır. Bu faciada hayatlarını kaybedenleri rahmetle anıyorum.
NOT: Yazı, resmi raporlardan “Aviation Safety Net” veri tabanına aktarılan bilgilerden derlenmiştir.
Olayın Hikayesi:
Tarih : 1 Şubat 1963, Ramazan ayının ilk Cuma günü (1963 yılı Ramazan başlangıcı 27 Ocak Pazar)
Middle East Airlines’ın (MEA-Lübnan Havayolları) OD-ADE tescil isimli, zamanın en popüler yolcu uçağı olan Vickers Viscount(*) tipi uçak, 265 uçuş numarası ile Kıbrıs Lefkoşa’dan (NIC-Nicosia) 4 ekip ve 11 yolcusu ile Ankara Esenboğa’ya (ESB) yaklaşıyordu. ATC uçağa Pist-03’e iniş için yaklaşma izni verdi. Uçağın ATC ile son teması GMT saat ile 13:09’da oldu. MEA Viscount, Ankara NDB (Non-Directional Beacon) üzerinde 8.000 feet irtifada olduğunu ve 6.500 feete alçaldığını bildirdi. ATC, uçaktan inbound olduğunda rapor etmesini istedi.
Aynı gün, GMT saat ile 11:22’de T.Hv.Kvv. 12. Hv. Ulaştırma Üs Komutanlığına bağlı CBK28 numaralı Douglas C-47 uçağı aletli uçuş eğitimi için, 3 personel ile (Yzb.Necati Sunay, Tğm. Fikret Tartar ve Kd. Asb. B.Çvş Hüsamettin Çelik) Ankara Etimesgut’tan havalanmıştı. Eğitim sahası Gölbaşı Beacon’ın güney doğusunda idi.
Aletli eğitim uçuşu (eski adıyla; Kör Uçuş) 1 saat 30 dakika için planlanmıştı. Bu tip eğitim uçuşunda öğrenci pilot kokpitte sol koltuğa oturur, önündeki Windshield camın sol yarısı turuncu renkli plexiglass ile kapatılır ve öğrenci dışarıyı görmemesi için, koyu mavi camları olan bir gözlük takar. Öğretmen pilot sağ koltuğa oturur, onun önündeki cam görüşü açık olur.
C-47 eğitim manevralarını tamamlanmış ve Etimesgut üssüne VFR (Visual Flight Rules) görerek uçuş kurallarına bağlı olarak dönüş uçuşuna başlamıştı. Bu esnada MEA 265 sefer sayılı Viscount uçağı Ankara Esenboğa için alçalıyordu.
İşte facia bu 2 uçağın havada çarpışması ile oluştu. Yerel saat ile 16 civarında Viscount 283° istikamette uçarken, Etimesgut’a doğru 243° istikamette uçan C-47’ye arkadan çarptı. (Mid-Air Collision)
C-47 önde olmasına rağmen, MEA Viscount kendisinden daha yavaş olan C-47’ye yetişti ve burun sağ alt tarafı, sağ kanadı, 3 ve 4 nolu motor pervaneleri C-47’nin kuyruk ve sol arka kapı tarafına 40°lik bir açı ile çarptı. Viscount’ın 3 nolu pervanesi C-47’nin sol elevatör ve yatay stabilizesine çarptı, parçalayarak kopardı. Çarpma nedeni ile 3 nolu pervanenin de uçları koptu ve C-47’den keserek kopardığı sol yatay stabilizesinin kök kısmına saplanıp orada kaldılar.
4 nolu pervane ise, sağ elevatör ve sağ yatay stabilizenin alt uç kısmını parçaladı. Bu çarpma sonucu Viscount ve C-47 uçakları kısa bir süre birlikte uçtular ve sonra ayrıldılar. Hemen akabinde, önce kuyruk kısmı ağır hasarlı olan C-47, uçuş kabiliyetini kaybederek dikey olarak Ankara-Ulus civarına düştü. C-47’nin ekibi, büyük ihtimalle bir uçağın kendilerine arkadan çarptığını bilmeden, daha doğrusu ne olduğunu bile anlamadan düşerek şehit oldular.
C-47’nin sol yatay stabilizesi, Viscoun’ın pervanesi tarafından kesilmeden hemen önce, Viscount’ın sağ taraf yolcu pencereleri yakınlarında gövde sacını yırtmıştı. Viscount’ın yırtılarak gövdesinde açılan delikten boşalan kabin basıncı ile bazı yolcular ve 2 kabin memuru emilerek dışarıya uçtular.
MEA Viscount, C-47’den ayrıldıktan sonra kısa bir süre uçsa da, o da C-47 gibi, burun aşağı Ankara-Ulus civarına düştü.
Uçakların havada çarpışması esnasında Ankara’da şiddetli patlamalar duyuldu, gökyüzü siyah duman ve alev kırmızısına büründü. Her iki uçak Ankara’nın kalabalık bir semti olan Ulus Anafartalar Caddesi civarına, GİMA Mağazası, Ulus İşhanı, Garanti Bankası ve İstanbul Bankası Ulus şubelerinin bulunduğu yere alev topları halinde düküldüler. Ramazan ayında ve Ankara’nın Şubat ayı dondurucu soğuğunda, iftar öncesi alış veriş saatlerinde, Ulus semtinin merkezi cehennem kazanına dönüştü. Bu yetmiyormuş gibi, düşen uçak parçalarının yarattığı darbeler ve yangın nedeniyle oluşan yüksek sıcaklık ile bazı havagazı boruları da patlıyor ve yangını daha da kontrol altına alınamaz şekilde alevlendiyordu.
Ankara-Ulus tam bir facianın içinde kalmıştı. Çıkan yakıt ve havagazı yangınlarını itfaiye söndürmekte zorlanınca ABD üssünden köpük püskürten itfaiye aracı getirildiğini ve itfaiyemizin ilk defa yakıt yangınını söndüren köpükle burada tanıştığını gazete haberlerinden öğrenmiştik.
Akşam radyodan haberleri dinlediğimizde hepimiz şoka girmiştik. Facianın büyüklüğünü ise ertesi sabah gazetelerde okumuş, resimleri görmüş ve yaşadığımız şokun günlerce etkisinde kaldık.
Havadan dökülen uçak parçaları ve uçaklardan yanarak dökülen yakıt yangını (Viscount Kerosine, C-47 120 Oktan Benzin kullanıyor) ve patlayan havagazı boruları sonucu bölge cehenneme döndü. Yanan insanlar can havli ile bilinçsizce sağa, sola kaçışıyorlardı. Hükümet Caddesi ile Bentderesi Caddesinde, büyük çoğunluğu yanarak feci şekilde can veren 68 ölü, 91 yaralı oldu. Daha sonraki tarihlerde yaşamını kaybeden yaralılarla ölü sayısı 68 den 120 ye çıktı.
Uçaklardaki ekip ve yolcu toplamı 18 kişi olduğuna göre, yerdeki 102 kişi de gökten yağan yangında yanarak hayatlarını kaybetmişti.
Muhtemel nedenler:
MEA Viscount’ın Aletli Uçuş Kuralları (IFR-Instrument Flight Rules) uçuş planı olmasına rağmen, C-47’ye çarptığı sırada VFR şartlarında uçuyordu. Çarpışma olmadan önce Viscount’ın pilotları, 7.000 feetin altında ve sağ ön taraflarında 243 başa uçan C-47’yi görmemişlerdi. C-47 Etimesgut ile iletişimde olduğundan, Esenboğa ATC’nin, C-47’nin o bölgede uçtuğundan haberi yoktu ve bu nedenle MEA Viscount’ı yakınlarındaki tarfik ile ilgili olarak bilgilendirmemişti. Benzer durumda C-47’nin de ESB ile iletişimde olan MEA Viscount uçağından haberi yoktu. Ne yazık ki, iki uçak birbirlerinin konuşmalarını duymuyorlardı, aynı bölgede ve irtifada olduklarından habersizdiler.
Alçalma yapan MEA Viscount’ın pilotları, C-47’yi, çarpmadan hemen önce gördüler ve yükselerek çarpışmayı önlemek istediler ama artık çok geçti, kurtarmakta başarılı olamamışlardı.
Ankara-Ulus’ta 1963 yılında yaşanan bu cehennemi daha detaylı olarak öğrenmek isteyen okuyucularım, aşağıdaki kaynaklara veya o tarihlere ait gazete arşivlerine bakabilirler.
(*)İngiliz Armstrong-Vickers tarafından üretilen ve ilk uçuşunu 1948 yılında yapan “Vickers Viscount” uçakları 1953 yılında hizmete girmiş, 50’li yılların sonlarında, havacılık camiasında popüler olan DC-6, DC-7, Super Constellation gibi piston motorlu uçakları piyasadan kaldıran, 4 adet Rolls&Royce Dart Engine Turboprop ve kabin basınçlı, orta menzilli uçaklardır. THY 1958-59 yıllarında bu uçaklardan 5 adedini filosuna katmıştı. Vickers Viscount uçakları toplam 445 adet üretilmiş ve ABD dahil, dünya çapında satılmıştır. Turboprop, Turbine Engine ve Propeller kelimelerinden kısaltılarak üretilmiş bir deyimdir. Türbin (jet) motorunun gücü ile pervane çalıştırılmaktadır.
2 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
Bu kazanin bir de websitesi vardi hatta arka planda da bu kazadan sonra yazilmis agit tarzi bir turku calardi.hatirlayamadim simdi.elinize saglik guzel bir yazi
Sayın İnanç bu tür arşiv haberler bizim hatırlayamadığımız kazalardan oluşuyor. Çok zahmetli bir düzenleme .Size ve airlinehaber in ekibine teşekkür ederim.