17/25 MİLAD OLURSA…
15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ’cü avına çıkan devlet, her geçen gün kriterleri revize ediyor. Önce 10 kriter belirlendi, sonra 12’ye çıktı son olarak Eylül’ün ilk haftasında 16 kriterde karar kılındı. Eylül kriterlerinde dikkat çeken husus 17/25 Aralık 2013 tarihinin milad olarak belirlenmesi. Gerçi diğer kriterlerde bu tarihten bağımsız eylemler de sayılmış ama geçen hafta Başbakanın yaptığı açıklama miladın 17/25 Aralık olacağını gösteriyor. Oysa dönemin Başbakanı Erdoğan’a göre, cemaatin devlete dişini ilk gösterdiği tarih 7 Şubat 2012…Başbakanın emri ile Beşiktaş savcılarına gitmeyen Fidan böylece tutuklanmaktan kurtulmuştu. 17/25’ten sonra üçüncü bir hamle daha var. MİT Tırlarının 19 Ocak 2014 günü Adana’da durdurulup aranması… 2012 Şubatından başlayıp 2013 Aralık ile devam eden, 2014 Ocak ayında bir kez daha sarsılan devlet aygıtı nihayet 15 Temmuz’da “altın vuruş” ile çökertilmek istendi.
17/25 sonrası yeterli mi
Tüm bunlar bir tarafa Başbakan Yıldırım’ın kestiği racon ile artık 17/25 Aralık 2013 sonrasına bakılacak. Bu tarihten sonra örgüte yardım eden, bankasına para yatıran, okullarına yurtlarına devam eden, sendika ve derneklerinde yönetici veya üyeliğini devam ettiren, Kimse Yok mu Derneğine bağışta bulunan, örgütün şirketlerinin normal olmayan işlerini yapan, Bylock veya diğer şifreli programları kullanan herkes deyim uygunsa, okkanın altında…
17/25 Aralık 2013 milad alındığında ortaya garip durumların çıkması kaçınılmaz. Örneğin, örgütün yurtlarında kalmış, okullarında okumuş, örgüt sayesinde kamuda kritik mevkilere yerleşmiş, ancak 17/25’den sonra sütre gerisine çekilerek göze batmamayı başarmış olanlar büyük ihtimalle kapsam dışında kalacaklar. Kör, kör gözüm parmağına misali, 17/25’ten sonra gazete aboneliğini devam ettiren, bağış yapan, bankaya para yatıranların işi çok zor.
Paraşütle gelip jet hızıyla yükselenler
Kriterler arasında biri var ki, çok dikkat çekici.. “Doğal akış dışında kısa sürede terfi etmiş veya özel görevlere getirilmiş olmak.” Klasik torpil anlayışını aşan bir durumu tarif ediyor. Bu kriterin en fazla işe yarayacağı kurumlardan biri hiç şüphesiz milli havayolumuz THY… Çevre mühendisliğini, peyzaj bitkileri mimarisini, fizik bölümünü bitirip THY’ye “uzman” adı altında alınan, 1 sene geçmeden önce Müdür, sonra Başkan yapılan o kadar çok personel var ki THY’de..Neyin uzmanısın kardeşim? Sivil havacılıkta senin kütüphanecilik bilginin ne işe yarar? Haa, arşiv memurluğuna başlarsın oradan da gideceğin yer bellidir: Arşiv Müdürü…Ama bakıyorsunuz bu arkadaşlar, eğitimleri ile hiç alakalı olmayan bölümlere yönetici yapılmış…
10 yıllık pilotu Tip müdürü yaparsan…
Uçuş işletmede durum farksız mı sanki? Adam 5 senelik pilot, THY’ye geliyor kaptan oluyor bir de bakıyorsun 35 yaşında Tip Müdürü olmuş. Taç giyen baş akıllanır, derler ama bazıları akıllanmıyor da…Başlıyorlar asıp kesmeye, insanların ekmeği ile oynamaya…Deve dişi gibi kaptanlara müdürlük yapıyorlar, aslında yapamıyorlar da, hata üstüne hata yapıp yöneticiliği öğrenmeye çalışıyorlar. Olan güzelim şirkete oluyor. Nerede liyakat? Öğretmenler desen bir başka fecaat…Pilotluğun başında olan tecrübesiz adamlara bir de öğretmenlik verdin mi, koyver gitsin…Hızar gibi biçiyorlar insanları, kendilerinden yaş olarak kıdem olarak tecrübe, bilgi, birikim olarak fersah fersah ileride olan mesleğin kıdemlilerinin analarından emdiğini burunlarından getiriyorlar.
İhbarlar itina ile değerlendirilir…
Kriterleri incelediğimizde çok tehlikeli olanları da atlamayalım: “Güvenilir ihbarlar, ifade ve itiraflar bulunması ve İşyerinde diğer çalışanlardan, tanıyan kişilerden elde edilen bilgiler.” ispiyon ve ihbarın önünü açan, kişisel kin ve garezin hakim olacağı kriterler bunlar… Hele bir de şefsen, başındaki müdürü gammazla, önün açılsın. Yönetici pozisyonunda olup ta personeline pek de iyi davranmadıysan yandın…Personelinin hep bir ağızdan vereceği bilgilerle bir anda kendini kapıda bulabilirsin.
THY’nin sosyal medya Timi
Diğer bir kriter, Kapsamlı sosyal medya taraması ve takip ettikleri sitelerin incelenmesi… Hakkını teslim edelim, THY bu işi yapıyor. Kimin hangi saatte hangi siteye girdiğini ne kadar kaldığını, kabak gibi görüyor. Kapsamlı medya taraması da THY’nin uzmanlık alanı…Son birkaç yıldır, özellikle Gezi olaylarından sonra bunun için özel bir ekip kurulduğunu ve personelin twitter, facebook, instagram hesaplarının incelendiğini, muhalif ve “zararlı” mesajların, paylaşımların ve RT’lerin tespit edildiğini ve ardından “performansınız düşük” denilerek birçok personelin kapıya konulduğunu hepimiz biliyoruz.Şimdi bu ekibi, FETÖ için kullanmanın tam zamanı…Haa, 17/25 sonrası bunları FETÖcüleri tespit için niye çalıştırmadınız sorusunun cevabını da 2013’ten bugüne kadar görev yapan THY Yönetim Kurulu versin !