Değerli okurlar, bugün ülkemiz tarihinin en önemli günlerinden birini yaşıyoruz. Cumhuriyetin 100. Yılına tanık olmak gerçekten olağanüstü bir duygu ve onur. O açıdan bakıldığında çok şanslıyız. Bugün bu mutluluğu birlikte paylaştığımız çocuklar ve bebekler bile belki ikinci yüzyılı göremeyecekler. Bizler de belki 125. Yıla ulaşabiliriz ama 150. Yılı görmek hayal.
100 yılı geride bırakan Cumhuriyetimizi nasıl kurulduğunu düşünürsek aslında ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dehasını daha iyi anlayabiliriz. Öncelikle Türkiye Cumhuriyetinin tam 3 yıl süren ve 11 Ekim 1922 günü imzalanan Mudanya Mütarekesi ile sona eren bir kurtuluş savaşından sonra kurulmuştur. Anadolu ve Trakya’nın büyük bölümü emperyalistlerce paylaşılmış ve işgal edilmişti. Yokluklar içinde verilen bir kahramanlık destanıdır kurtuluş savaşı. Ardından Lozan Barış Anlaşmasından sonra Cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriyetin neler pahasına ve nasıl kurulduğunu büyük önder şöyle anlatmıştı:
“Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmaya hazırız.” (1923)
Cumhuriyetin ilanını aralıksız devrimler izledi. Fabrikalar peşpeşe açıldı. Üretime ağırlık verildi. Öyle ki, Atatürk döneminde 1 ABD doları yaklaşık 1 Türk Lirasına denk geliyordu. Uçak fabrikamızın ardından THY’nin öncülü olan olan Devlet Hava Yollarının kuruluşu gerçekleşti. Büyük önderin “İstikbal göklerdedir.” Vizyonuna uygun hamlelerdi bunlar.
Bugün havacılıkta söz sahibi bir ülke isek, bunu büyük Atatürk’ün 100 yıl öncesine dayanan ileri görüşlülüğüne borçluyuz.
Egemenliği saraydan alıp yurttaşa veren, bir devleti yoktan var eden, milletimizi tekrar tarih sahnesine çıkartan, milletler ailesinin saygın, sözüne güvenilir, bir üyesi yapan 20. yüzyılın en büyük devrimcisi, vefatının üzerinden 85 yıl geçmesine rağmen bugün hala milyonların gönlünde, yüreğindedir.
O’nu dünya gözüyle görmemiş milyonlarca insan bugün sokaklarda, caddelerde, meydanlarda, Cumhuriyeti kutladı. O’nu andı. Bu görüntüler, Cumhuriyetimizin ilelebet yaşayacağına olan inancı artırdı.
Unutmayalım Cumhuriyet fazilettir, hürriyettir, haysiyettir, eşitliktir.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, Yaşasın ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk !